| Şerifin her şeyi hallettiğini düşünüyorum Başkan Lockwood. | Open Subtitles | لا، أظن مأمورة الشرطة تدبرت ذلك أيّتها العمدة (لاكوود). |
| - İşi hallettiğini söyledi. | Open Subtitles | -قالت أنها تدبرت أمورها |
| Joe Pesci işi hallettiğini sanarken, öldü. | Open Subtitles | (جوي بيسكي) اعتقدَ أنّ سيحصل على ترقيةٍ وِمِن ثمّ خرّ صريعًا. |
| Joe Pesci işi hallettiğini sanarken, öldü. | Open Subtitles | (جوي بيسكي) اعتقدَ أنّ سيحصل على ترقيةٍ وِمِن ثمّ خرّ صريعًا. |
| - hallettiğini varsayıyorum? | Open Subtitles | أفترض أن الأمر تم أجل |
| - Olayı hallettiğini söylemiştin en son? | Open Subtitles | -إعتقدتُ بأنكَ قد قلتَ بأنكَ مسيطرٌ على الوضع ؟ |
| Anlaşmayı hallettiğini sanıyormuş. Atışını engellediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال انة حصل على هذة البيعة ثم قال انك افسدت مخططة |
| Tabii Matt meselesini hallettiğini düşünürsek. | Open Subtitles | -أفترض أنّك تدبرت مسألة (مات ). |
| Joe Pesci işi hallettiğini sanarken, öldü. | Open Subtitles | (جوي بيسكي) اعتقدَ أنّ سيحصل على ترقيةٍ وِمِن ثمّ خرّ صريعًا. |
| - hallettiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أن الأمر تم أجل |
| Bu işi hallettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتكَ مسيطرٌ على الوضع |
| Anlaşmayı hallettiğini sanıyormuş. Atışını engellediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال انة حصل على هذة البيعة ثم قال انك افسدت مخططة |