| O mavi hapların seni kör edeceğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعرف أن تلك الحبوب الزرقاء ستعميك ، أليس كذلك ؟ |
| Sana zahmet üst kattaki banyoda... sarı hapların olduğu büyük bir şişe var | Open Subtitles | كونى كالدميه واصعدى إلى الأعلى ألى مرحاضى يوجد زجاجه كبيره صفراء من الحبوب |
| Ve Dük'e o hapların bir bok etmediğini söylemek ne demekoluyor? | Open Subtitles | وما الفائدة من اخبار ديوك بأن هذه الحبوب لا تساوي شيئا ؟ |
| Senin hapların Max'i müptela yaptı. Onlar şimdi kanalizasyonda geziniyor. | Open Subtitles | الأقراص التي كانت ماكس تابعة لها إنها مع رجل تنظيف المجاري الآن |
| hapların. Tamamı kaça? | Open Subtitles | كم تساوي كل أقراصك ؟ |
| Oh, uh,neredeyse unutuyordum.... hapların. | Open Subtitles | لقد كدت أن أنسى دوائك |
| Verimli bir şekilde dağıttığın o minik hapların Bayan Louganis'e faydası olmayacak. | Open Subtitles | تلك الحبوب التي توزعينها باهتمام لن تفيد الفتاة السباحة |
| Sizler mavi hapların kurbanı değilsiniz. Sorun sizsiniz. | Open Subtitles | أنتما لستما ضحيتا الحبوب الزرقاء أنتما المشكلة |
| hapların lenflerdeki şişliğe bir etkisi olmaz. | Open Subtitles | الحبوب ليس لها أي تأثير على عقدكِ اللمفاوية |
| Kendi kızıydı. Büyük olasılıkla hapların nedeni de bu. | Open Subtitles | لقد عانى من نفس المرض لهذا كان يأخذ الحبوب |
| Ve hala bu çalınmış hapların en iyi icat olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | و ما زلت أقول أن تلك الحبوب المسروقـة كانت أفضل اختراع حتى الآن |
| O aldığım hapların yan etkisi işte. | Open Subtitles | انها تأثيرات جانبية بسبب الحبوب التي اخذها |
| Bu hapların bir ilgisi olabilir. | Open Subtitles | حسناً, هذة الحبوب يمكن ان يكون لها دخل حيال ذلك |
| Dostlarım. Bu hapların, harika olduğunu söyleyebilir miyim acaba? | Open Subtitles | أصدقائي ، هلا يمكنني قول أنّ تلك الحبوب رائعة؟ |
| McTierney'in aracında ev yapımı hapların olduğu bir poşet bulduk. | Open Subtitles | لا شيء من مضارب المدرسة تُظهر آثاراً للدماء. ووجدنا كيساً من الحبوب محليّة الصنع في سيارته. |
| Jimmy öldüğüne göre bu hapların emeklilik fonuma güzel bir katkısı olacak. | Open Subtitles | بعد ذهاب جيمي , هذه الأقراص ستشكل تبرعا لطيفا لصندوق تقاعدي . |
| hapların bana verdiği hislerden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرتاح لما تجعلني هذه الأقراص أشعر به مارتي.. |
| hapların bana verdiği hislerden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرتاح لما تجعلني هذه الأقراص أشعر به مارتي.. |
| Kralik, hapların. | Open Subtitles | " أقراصك يا " كراليك |
| hapların burada. | Open Subtitles | هذا دوائك يا صاح |
| Sizin hapların arasında görmüştüm. Bu multi-vitamin. | Open Subtitles | لقد رأيتك تبلع حبوبك إنها فيتامينات متعددة |
| Ha, Anne, İŞte diyet hapların. | Open Subtitles | أمى, ها هى حبوبكِ للتخسيس |
| Öyle görünüyor. hapların arkada. Keyfine bak. | Open Subtitles | انه يظهر كذلك , اقراصك بالخلف , ساعد نفسك . |
| Nezaket gösteriyorlar ve aldığı hapların size ait olduğu gerçeğini örtbas ediyorlar. | Open Subtitles | سيتفضلون علينا بعدم ذكرهم انه تناول حبوب رئيسة الوزراء |