| Ne zaman bir şey kaydetsem hard disk'ten gıcırtılı bir ses çıkıyor. | Open Subtitles | حيمنا أحفظ شيئاً القرص الصلب يصدر صوت طاحن |
| Harici hard disk'imi çalmışlar ama flash sürücüme son dosyalarımdan oluşan bir yedekleme yapmıştım. | Open Subtitles | سرقوا القرص الصلب الخارجي لكني أحتفظ بنسخة إحتياطية على ذاكرة متنقلة معي |
| Eğer o hard disk bu ülkeden çıkarsa onu salmaları için hiçbir yol kalmaz ve oğlumu yeniden tanıma şansım ellerimden kayıp gider. | Open Subtitles | إنّ غادر القرص الصلب هذا البلاد فليس هناك أمل بأن يفرجوا عن ابني وسأفقد أي فرصة للتقرب منه |
| Elimde seninle ilgili her an polise verilmek üzere beklettiğim koca bir hard disk dolusu dosya olduğunu unutma. | Open Subtitles | لا تنسى ان معى ملفاتك على قرص صلب تحتوي على كل المعلومات تنتظر حتى يذهب به احد الى الشرطة |
| Yeni hard disk için bir haftadan fazladır bekliyorum, anladın mı? | Open Subtitles | كنت منتظراً لأكثر من اسبوع من أجل قرص صلب جديد، حسناً؟ |
| Ama hard disk kendini silmeden önce sadece iki deneme hakkımız var. | Open Subtitles | لكن لديّنا فقط محاولتين قبل أن يمحو القرص الصلب نفسه |
| hard disk ve ofisimden çaldığın diğer şeyleri de alıp hemen eski karının evine geliyorsun. | Open Subtitles | الحصول على أكثر من مكان ل السابقين الزوجة لديك على القرص الصلب مزدوجة مع، وسرقوا كل ما من مكتبي. |
| - Ben, sana verdiğim hard disk yanında mı? | Open Subtitles | بين , هل لديك ذلك القرص الصلب الذي اعطيتك اياه ؟ |
| İlk olarak hard disk tablosuna bakacak bir alt yordam yazdı. | Open Subtitles | قامت بالروتين لعمليات بحث القرص الصلب أولاً |
| Bir dakika. hard disk dondu. Dosyalar bozulmuş. | Open Subtitles | انتظروا، القرص الصلب مُتجمّد، الملفات معطوبة. |
| Kırılamayacak ya da el konamayacak tek hard disk olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | قاله أنه القرص الصلب الوحيد الذي لا أحد يستطيع اختراقه أو أخذه للمحكة. |
| Binlerce bit bilgi.... ...sürekli hard disk ile ram arasında... ..gönderilip geri alınır. | Open Subtitles | آلاف من الجزئيات من البيانات يجري بأستمرار أرسالها ذهابا و أيابا ً من الذاكرة و القرص الصلب |
| hard disk kazanın şiddetiyle hasar görmüştür. | Open Subtitles | تضررت القرص الصلب من قبل قوة من وقوع الحادث. |
| Bizim olduğumuzu anlamışlar. - hard disk yarağı yedi. - Bu benim kişisel laptopum. | Open Subtitles | هذا القرص الصلب تم إهلاكه هذا حاسوبى الشخصى |
| Fark etmezdi. hard disk sahteymiş. | Open Subtitles | ماكان ليشكل فارقا القرص الصلب كان مزيفاً |
| hard disk'ten hiçbir şey kaybetmemek için dua etsen iyi olur. | Open Subtitles | -من الافضل ان تدعى اننا لم نفقد اي شيء من على القرص الصلب |
| Hayır ama, cinayet meraklısı polis arkadaşlarına bu hard disk ile başlamasını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لكي يبدأوا البحث في القرص الصلب |
| 10 fit mesafedeki tüm elektronik verileri süpüren kablosuz bir hard disk. | Open Subtitles | قرص صلب لاسلكي يبتلع أيّ معلومات .. إلكترونية ضمن عشرة أقدام حوله مثل ماذا؟ |
| Elimde seninle ilgili her an polise verilmek üzere beklettiğim koca bir hard disk dolusu dosya olduğunu unutma. | Open Subtitles | لقد وضعت ملفاتك على قرص صلب مليء بالمعلومات ينتظر أن يُسلم للشرطة |
| Sadece içinde oyunlar olan bir hard disk. | Open Subtitles | إنه فقط قرص صلب يحتوي على الألعاب |
| Bana verdiğin hard disk çok işe yarayacak. | Open Subtitles | قرص التخزين الذي أعطيته لي سيقدم فائدة كبيره |
| Beynimiz etkinlikleri ve anıları depolayan bir hard disk sadece. | Open Subtitles | أدمغتنا مُجرّد أقراص صلبة من الإجراءات والذكريات. |
| Evet, sıradaki sorumuz hard disk Sürücüler üzerine kodlanan mekanik kuantum etkisi nedir? | Open Subtitles | ما هو التأثير الميكانيكي الكمي المستخدم في ترميز البيانات على محركات الأقراص الصلبة ؟ |