Önümüzdeki alanda hareket eden bir kaç Cumhuriyet tankı algılıyoruz. | Open Subtitles | نحن نكتشف دبابات عديدة للجمهورية تتحرك على سلسلة الجبال امامنا |
Bu yavaşça bize doğru hareket eden bir geminin izi. | Open Subtitles | هذا هو الإنبعاث العمودي الصادر من سفينة تتحرك ببطيء نحونا |
Dizlerindeki ve dirseklerindeki aşınmalar hareket eden bir araçtan düştüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | هذه التاكلات على ركبتيها وكوعها ناتجة عن القفز من سيارة متحركة |
Dizlerindeki ve dirseklerindeki aşınmalar hareket eden bir araçtan düştüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | هذه التاكلات على ركبتيها وكوعها ناتجة عن القفز من سيارة متحركة |
Suda hareket eden bir şey görürsen bana söyle, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تخبرني اذا رأيت شيئا ما يتحرك بالماء , حسنا ؟ |
O şey hareket eden bir ölüm tuzağı gibi. | Open Subtitles | مقطورة تبدو كفخ موت متنقِّل |
- Tabi sevgili Nathaniel'ın, bekâretini benimle, hareket eden bir aracın arkasında nasıl kaybettiğini öğrenmesini istemiyorsan | Open Subtitles | الا اذا كنتِ تريدين العزيز نيت يعلم انكِ خسرتي عذريتك في السيارة وهي تمشي |
Ve düşünün bir kere, bu zeminin altında deniz gibi, hareket eden bir göl var. | TED | وعليكم أن تتخيلوا، أن هناك بحيرة تشبه البحر بأكملها تحتها ، تتحرك. |
Her birinin üçer değişik motorları var, hareket eden bir şey yapmak için gayet iyiler. | TED | لدى كل واحد ثلاثة محركات مختلفة، لذلك تستطيعون الآن بناء أشياء تتحرك. |
Bu, çok hızlı hareket eden bir bitki ki çok nadirdir ve etobur, bu da gayet enderdir. | TED | هذه نبتة تتحرك بسرعة، وهو شي نادر، وهي آكلة لحوم، وهو نادر أيضاً. |
Ve bir bebeğin bir sözcük hecelemeyi ilk kez keşfettiğindeki, sanki büyü yapılmış gibi odanın içinde hareket eden bir cismi yakalayış anındaki ya da hatta ağzına götürüşü sırasındaki hayretini tahayyül edin. | TED | وتخيل الإحساس بالذهول لدى مولود عندما يكتشف لأول مرة أنه، فقط بترديد صوت، يمكن للأشياء أن تتحرك في غرفة وكأنما تتحرك بفعل السحر، وربما تنتهي الأشياء لفمه حتى. |
Veya bu atlayışım, hareket eden bir bir kamyonun üstünden. | TED | أو هذه القفزة ، من على شاحنة متحركة على الطريق السريع |
Bir açıdan, durgun taş dağı hareket eden bir kum dağı olur. | TED | بطريقة تصبح صخور الجبال جبال متحركة من الرمال. |
Daha önce hareket eden bir araca hiç atlamadım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن أقفز علي سيارة متحركة هل أنت بخير؟ |
Ateş eden kişi hareket eden bir arabadaydı. | Open Subtitles | القاتل كان في سيارة متحركة على جانب الضحية |
- Yukarıda hareket eden bir şey. | Open Subtitles | - اي نوع من الضجة - شيء ما يتحرك في الاعلى |
İçerde hareket eden bir şey gördüm, dedi. | Open Subtitles | رأى شيئاً ما يتحرك في الداخل |
O şey hareket eden bir ölüm tuzağı gibi. | Open Subtitles | مقطورة تبدو كفخ موت متنقِّل |
Sevgili Nathaniel'ın, bekâretini, benimle, hareket eden bir aracın arkasında kaybettiğini öğrenmesini istemiyorsan sabredip kendini tutmanı öneririm. | Open Subtitles | الا اذا كنتِ تريدين ان يعلم الحبيب نيت كيف فقدتي عذريتك معي |