| Ama bu harika bir şey, bunda meyus olunacak bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن ذلك أمر رائع , لا يجب أن تكوني بائسة بسبب ذلك |
| Korselerle ilgili harika bir şey söylüyormuşum gibi davran. | Open Subtitles | تظاهري أنني أقول شيئاً رائعاً عن مشد للخصر |
| Nihayet babanla birlikte kaçmak harika bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الرائع أنك استطعت أن تخرج مع أبيك |
| Diyelim ki biri ile harika bir şey yaptın ama ne kadar harika olduğunu söylemeyi unutun ve şimdi o birisinin muhtemelen kalbi çok kırıldı. | Open Subtitles | قل أن شيء رائع حدث مع شخص ما لكنكـ نسيت ان تقول له كم كان رائع و الأن قال لكـ أحدهم انه على الأرجح مؤلم |
| Çocuklar, bu harika bir şey. Belediye Başkanı ile tanışacağım. | Open Subtitles | ولد , هذا شيء عظيم أحصل على لقاء لرئيس البلدية |
| Neden bunun harika bir şey olduğunu düşünürken beni uyarmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تقولي لي شيئاً عندما كنت أتحدث عن روعة الأمر؟ |
| Gerçek dünyada başarısızlığa uğramadan önce bunu yapman bence harika bir şey. | Open Subtitles | إنه لأمر رائع أن تفعلي ذلك قبل فشلك في العالم الحقيقي |
| Hayır, hayır. Hiç de bile. Bu harika bir şey. | Open Subtitles | لا، لا، لا أنا لست مصدومًا على الإطلاق إنه أمر رائع |
| Gündüzleri yeğenimle sürekli sinemaya gideriz. Bu harika bir şey. Okulu kırmak gibi. | Open Subtitles | أنا آتي طوال الوقت مع ابنة أختي إنه أمر رائع, كلعب الهوكي |
| Şey, aslında yanlış söyledim. Bence, aşk hayatımı görmezden gelmen, harika bir şey. | Open Subtitles | أظن أن تجاهلك لحياتي العاطفية هو أمر رائع |
| Elini ver... görmen gereken harika bir şey var. | Open Subtitles | . . اعطني يدكِ عليّ أن أريكِ شيئاً رائعاً |
| Kelsi, Troy ve Gabriella için harika bir şey yazıyor. | Open Subtitles | لقد سمعت أن "كيلسى " كتبت شيئاً رائعاً "لتروى" و"جابرييلا |
| Aynı gece ikimizin de ödül kazanması harika bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن نكون قد فزنا بالجوائز في الليلة ذاتها |
| Bu projeyi kafanda canlandırabilmen harika bir şey. | TED | من الرائع أن بإمكانك تخيّل هذا المشروع. |
| Kendi kendini idare etme. harika bir şey. Şuna bakar mısın? | Open Subtitles | الإعتماد على النفس، إنه شيء رائع هلا يمكنك النظر في هذا؟ |
| Aslında mucizeden de öte harika bir şey. | TED | ولكن في الواقع، أنها ليست كذلك، فعلا شيء رائع. |
| Elektirikli arabaları satmaya başladık, harika bir şey. | TED | بدأنا بيع سيارات كهربائية وذلك شيء عظيم. |
| Yıllardır böyle yemek yememiştim. Baksana, midem tıka basa doldu. Bu harika bir şey! | Open Subtitles | لم أكل هكذا منذ قرون أنظر معدتي منتفخة، ما روعة هذا |
| Okul, hastane, park yaptırmak harika bir şey. | Open Subtitles | إنه لأمر رائع أن نرغب ببناء, المدارس و المستشفيات و الحدائق |
| Biliyor musun, hayatımda bir kez harika bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أتعلم ؟ هذه المره أود أن أصنع شيئا رائعا |
| Ne büyük bir değişim. Bir mektubun bunları yapması harika bir şey. | Open Subtitles | هذا تغيير كبير ، من المذهل أن تفعل رسالة واحدة كل ذلك |
| - İnsanın bu kadar arkadaşı olması harika bir şey! | Open Subtitles | أنه لشيء رائع أَنْ يَكُونَ عِندك العديد من الأصدقاءِ المُخلصين |
| Hayatınızı toparlayabilmenizin çok harika bir şey olduğunu söylemek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُ أَنْ أَقُولَ ذلك أعتقد هو رهيبُ الطريق سَحبتَ ظهر حياتكَ سوية. |
| Bu benim için yaptığınız harika bir şey. | Open Subtitles | كم هو رائع ما فعلته من أجلي |
| harika bir şey yapmayacaksak işi asmıyorum. | Open Subtitles | لم أتغيب عن العمل إلا كي نقوم بشيء رائع. |
| Bilim için harika bir şey yapıyorduk. | Open Subtitles | القيام بشيء عظيم حقاً من أجل العلم. |
| Tüm dünyam başıma yıkılıyor diye düşünmeye başladığın anda harika bir şey olur. - Ne oldu? | Open Subtitles | بالدقيقة التي اعتقدت أن عالمك ينهار شيئ رائع قد حدث! |