"harper'ın" - Translation from Turkish to Arabic

    • هاربر
        
    • لهاربر
        
    - Belki Harper'ın kulaklarına sahipsin ama sana cevap vermeyeceğim. Open Subtitles بما تكون سمعت كلام هاربر لي ، لكن لا يهم
    Julian Harper'ın dairesinden yapmıştır. Öldürmek ve alış veriş için yeterli zaman var. Open Subtitles ليس هناك سوق في الطابق " كان يتسوق في طابق " جوليان هاربر
    Bayan Harper'ın Kocası tanıdık bir İrlandalı çavuş. Open Subtitles زوج السيدة هاربر , هو الرقيب الإيرلندي الذي تحدثت عنه
    Rahibe Harper'ın yaşananların sorumlusu olabileceğini düşünüyorum. Open Subtitles اعتقد ان القسيس هاربر ربما تكون مسؤولة عما يحدث
    Harper'ın canı cehenneme! Ne hali varsa görsün! Open Subtitles تباً لهاربر تباً له
    Harper'ın hiçbir silahında, insan parçalamak için kullanıldığına dair iz yok. Open Subtitles لا شيئ مِنْ معرضِ أسلحةِ هاربر أيّ إشارة وجود مستعملةِ لتَشريح إنسان لا بقيّةَ بروتينِ
    Geçen yıl Julie Harper'ın Noel partisinde tanışmıştık. Open Subtitles لقد إلتقينا في حفلة جولي هاربر ليلة رأس السنة العام الماضي
    Ama Harper'ın bundan haberi yoksa davamıza zarar verecek bir kanıtı ona hediye etmiş oluruz. Open Subtitles لكن ان كان هاربر لا يعرف بهذا اذن نحن نعطيه دليل يؤذي قضيتنا
    Yani, muhtemelen Harper'ın partiye gidiyorsundur ama seni görmek iyi olurdu dostum. Open Subtitles اعني لابد أنك ذاهب لحفلة هاربر وهذا شيئ رائع لكن سيكون من الجيد رؤيتك يا رجل
    İyi niyetli insanlardan biriydi. Yargıç Harper'ın salonu ikinci kattaydı. Open Subtitles كانت واحدة من الناس الطيبين كانت قاعة المحكمة التابعة للقاضية هاربر في الطابق الثاني
    Kaza gibi göstermeye çalışmış. Yargıç Harper'ın hukuk fakültesindeki tıbbi kayıtları. Open Subtitles و حاول جعل الأمر يبدو كحادثة عرضية هذه هي السجلات الطبية الخاصة بالقاضية هاربر من مدرسة القانون
    Yargıç Harper'ın hüküm verdiği kişilere bir bakalım. Hepsinin ilk suçuymuş. Open Subtitles دعونا نلقي نظرة على أي شخص أرسلته القاضية هاربر الى هناك كل واحد منهم كان مذنباً للمرة الأولى
    Yargıç Harper'ın evrak çantasından aldığın izin kağıtlarıyla başlayalım. Open Subtitles بدايةً من قسائم الإذن التي أخذتها من حقيبة القاضية هاربر
    Belki de kurbanımız Harper'ın çalıştığı bir davanın parçasıydı. Open Subtitles ربما ضحيتنا جزء من قضية هاربر كان يعمل بها
    - Kurbanların ebeveynlerinin hepsi Çavuş Harper'ın yanına gitmiş. Open Subtitles أسر الضحايا جميعهم لقد ذهبوا للرقيب هاربر
    Bay Harper'ın üzerindeki etkisi buydu demek. İçkici biri öyle mi? Open Subtitles اذن هذا هو انطباعك عن مستر اليوت هاربر كشارب للخمر
    Harper'ın hukuk departmanına göre, bu Tv şovu kurgu olduğu için lisans hakları anlamında elle tutulur bir iddiamız olamıyor. Open Subtitles بحسب رأي القسم القانوني لجامعة "هاربر فإننا لا نملك حق المطالبة ليس على أساس خرق حقوق الملكية لأن العرض خيالي
    Fulton İlçe Merkezi'nden canlı olarak bildirdik. Şu an tek yapabileceğim Harper'ın bir şeyler bulmasını beklemek. Open Subtitles كل ما استطيع فعلهُ الأن ، ان انتظر هاربر ليقوم ببعض البحث
    Bu Harper'ın giydiklerinden biri. Open Subtitles هذا شي يمكن لهاربر ان يلبسه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more