Pernell Harris Junior'ı hayatta tutmak için, ...onu bir makinaya bağlayarak tüm önlemleri almanız gereken zamanın oturumu. | Open Subtitles | هذا امر من المحكمه يجب عليك لمده 48 ساعه ان تقومي بما يجب عليك فعله لابقاء بارنيل هارس الصغير متصلا بالاجهزه |
Matthew Harris isimli biri Madison'daki Wisconsin Üniversitesi'nde dişleri ortaya çıkaran geni aktive etmenin yolunu buldu. ve böylece bu geni çalışır hale getirerek tavuklarda diş oluşmasını sağladı. | TED | هناك زميل اسمه ماثيو هارس من جامعة ويسكنسون في ماديسون اكتشف كيف يمكنه ان يولد جين الاسنان وكيف يمكن ان يحفز هذا الجين لكي تولد الدجاج بأسنان |
İlgileniyorsanız size Jaron Lanier'ın Tristan Harris'in, Nir Eyal'in çalışmasını öneriyorum. | TED | إذا كنتم فضوليين، أنصح بعمل جارون لانير، وتريستان هاريس ونير عيال. |
Tippin'i Harris Kampı'na göndermemin bir nedeni de Sydney'yi korumaktı. | Open Subtitles | جزء السبب أرسلت تيبين لتخييم هاريس كان أن يحمي سدني. |
- Eminim Çavuş Harris sizinle ilgilenecektir. | Open Subtitles | أنا متاكد أن الضابط هاري سوف يعتني بك تماما لكن ايها المامور |
Xander'ın bu çok özel, hayatında sadece bir kez olacak günü için çok mutlu olmalısınız Bay Harris. | Open Subtitles | من المؤكد أنك سعيداً من أجل أكساندر في يومه الخاص الذي يأتي مرة في العمر يا سيد هاري مؤخرة جميلة , ما الذي تحت الغطاء؟ |
İş arkadaşım Rebecca Harris ve ben, FBI'dan iyi niyet göstergesi olarak gelen bir görev nedeni ile buradayız. | Open Subtitles | انا زميلتى ريبكا هريس هنا فى مهمة حسن نية من المباحث الفيدرالية |
Proctor telefonda, kendisi ve Harris için Miami"ye iki adet birinci sınıf bilet ayırtmaya çalışıyor. | Open Subtitles | معاك المراقبِ على الهاتف أُحاولُ حجزْ تذكرتين من الدرجة الأولى إلى ميامي. لَهُ وهاريس. |
Ve davanın gerçeklerine baktığımda David Harris arabanın çalıntı olduğunu, silahların arabada olduğunu silahların da çalıntı olduğunu biliyordu daha önce de birçok suç işlemişti o arabayı ve silahları çalmadan önce de dosyası olukça kabarıktı diyordum. | Open Subtitles | وأنظر لحقيقة القضيه وأقول ديفيد هارس"يعلم أن السيارة مسروقة"? ويعلم أن السلاح كان هناك |
Tüm kanıtlara bir göz gezdirince suçu işleyenin David Harris olduğuna inanmıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على كل الدلائل ووجدت ذلك وعلمت أن "ديفيد هارس" هو من أرتكب الجريمة |
David Harris Teksas, Huntsville, Ellis Birimi'nde 1985'te Mark Walter Mays'i öldürmek suçundan idam edilmeyi beklemektedir. | Open Subtitles | "ديفيد هارس حكم عليه بالإعدام بسبب جريمة القتل في سنة 1985" |
Harris bazı mahkumlarla dalaştığı için hücre cezası almıştı. | Open Subtitles | كان لدي سجين مراقف " ريكرز " مر " هارس " من مسرب الهواء |
- Selam. Bu, Sam Harris. - Hey Diana, lütfen otur. | Open Subtitles | ـ مرحباً، هذا (سام هارس) ـ مرحباً، (ديانا)، من فضلكِ، أجلسي |
Ev sahibiyle konuşmadan alarm sonrası normale dönemezsin, Harris ! | Open Subtitles | أنت لا تكذبي إنذاراً دون التحدث للساكن الرئيسي يا هاريس |
Harris yine topu almaya çalışıyor. Bugün iyi mücadele ediyor. | Open Subtitles | هاريس مرة اخرى يحاول التاثير على النتيجة انه يكافح الليلة |
Bernabéu, Gavin Harris'i selamlamak için ayakta. İşini iyi yaptı. | Open Subtitles | البرنابو يرتفع كله لتحية هاريس بشغف لقد ادى ما عليه |
Oturduğum caddede Harris ve Oğulları adında bir berber dükkânı var. | Open Subtitles | كان هناك محل حلاقة في شارعي إسمه هاري و أبناؤه |
Harris yavaşla. Çok hızlı gidiyorsun. | Open Subtitles | هاري بطئ قليلا اعتقد انك سريع جدا |
Hiç komik değil Harris. | Open Subtitles | انه ليس مضحك هاري |
Sayfa Dr Harris , lütfen . | Open Subtitles | قوموا باستدعاء دكتور هريس , من فضلكم |
Binbaşı Harris'e bunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | حسناً ، هذا ما ستخبرينه للرائد (هريس) |
Real Madrid'e finali getiren Munez ve Harris'in golleriydi ama sadece Gavin Harris ilk 11'de, Santiago Munez kulübede. | Open Subtitles | لقد كانت اهداف مونيز وهاريس التي اوصلت الريال للنهائي لكن هاريس لوحده يبدأ اساسيا.مونيز على مقاعد البدلاء |