muazzam sinerjiler gördük. Harvard Tıp Okulunda bu yararı en üst düzeye çıkarıp | TED | هناك بحث قيد الإجراء في كلية هارفارد للطب لانتقاء أفضل زوجين لتعظيم المنفعة. |
1977'nin sonbaharında, Harvard İşletme Fakültesinde işletme yüksek lisans programına girdim. | TED | وبنهاية عام 1977، التحقت بماجستير إدارة الأعمال في مدرسة هارفارد للأعمال. |
Ivy League Okulu'na erken kabul edileyim ve lütfen Harvard olsun. | Open Subtitles | ' مبكرا قبول إلى مدرسة إتحاد آيفي ورجاء إتركه يكون هارفارد. |
Harvard Üniversitesinde tam da bu tür bir girişim denedik. | TED | هذا بالضبط النوع من المداخلة الذي درسناه في جامعة هارفرد |
1875 yılında, Harvard ve Yale ilk Amerikan kurallı futbol oynadılar. | TED | في ١٨٧٥، جامعتي هارفرد و ييل لعبتا إحدى ألعاب القدم الأمريكية. |
Evet. Bir alışma meselesi, tabii ki. Ama o her zaman Harvard'a gitmek istemiştir. | Open Subtitles | نعم, إنه تعديل بالطبع ولكنها دائما تقول بأنها تريد الذهاب إلى هارفورد |
Dört yaşındayken ona Harvard sveteri almıştım. | Open Subtitles | أشتريت لها بلوزة هارفورد عندما كانت بالرابعة |
Harvard mezunu bir hukuk profesörüsün ve kovulmuş bir avukatla evleneceksin. | Open Subtitles | مدرس قانون بجامعة هارفارد يتزوج من محامية فصلت لتوها من عملها |
Harvard'da, zemin kat bir laboratuarda bir diş macunu şirketi için araştırmalar yapardı. | Open Subtitles | يعمل في مختبر تحت الأرض في هارفارد ، كباحث لأجل شركة معجون أسنان |
West Side Koleji de pek çok çocuğu Harvard'a sokuyor. | Open Subtitles | ثانيا : المدرسة الاعدادية الغربية ألحقت طلاب كثيرين بجامعة هارفارد |
Biz Schruteler'in kimin ölü olup olmadığını anlamak için Harvard'ın doktorlarına ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نحن عائلة شروت لانحتاج دكتور من جامعة هارفارد ليخبرنا من حي ومن ميت |
Pekala, belki senin gibi Yale ya da Harvard'a gitmedim. | Open Subtitles | حسنا، ربما أنا لم أذهب إلى هارفارد مثلك أو ييل. |
- O zaman? Harvard'dan ötesine bakmanın vakti gelmiş olabilir. | Open Subtitles | اظن انه الوقت الذي نبدا فيه بالنظر بعيدا عن هارفارد |
Görünüşe göre Harvard'la aralarında çok daha fazla ortak yön varmış çünkü hiçbiri bizimle işlerinin olmasını istemiyor çünkü yöneticimiz berbat! | Open Subtitles | و اتضح ان لديهم كثير مشترك مع هارفارد اكثر مما ظننا لأنه لا يوجد ايا منهم يريد فعل اي شيء معنا |
Pardon ama, ben sizi kurtarmaya çalışıyorum koca Harvard okuma haftasını boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | اعذراني، أنا فقط أحاول أن احفظكما من تضييع كل وقت أسبوع هارفرد للقراءة |
Yale veya Harvard yerine New Haven ve Cambridge diyerek sahte tevazu gösteriyor. | Open Subtitles | انه يدعي التواضع عندما يقول نيوهايفن و كامبريدج عوضا عن ييل و هارفرد |
O sınavda o kadar da iyi değildin ve şimdi de Harvard hukuktasın. | Open Subtitles | لقد أدينا الاختبار معا، لم تبلين حسناً والآن أنتِ بكلية الحقوق بجامعة هارفرد |
Harvard'a gitmek zorunda da değil. Belki gitmemesi gerekiyor. | Open Subtitles | ليس عليها أن تذهب إلى هارفورد وربما لايجب عليها |
Eğer Harvard ve Chilton bunu sana sağlayamayacaksa o zaman unut onları gitsin. | Open Subtitles | وإذا كانت هارفورد وتشيلتن لن تفعل ذلك لكي عندها أنسي أمرهم |
Ölene kadar hatırlayacağım 3 an var. Birincisi Harvard'dan mezun olurken babamın suratındaki ifade.. | Open Subtitles | ثلاثه اوقات ساتذكرهم لغاية اليوم الذي سأموت به الاول وجه والدي عندما تخرجت من الثانوية هارفورد |
Washington yolundasın çünkü Yale ve Harvard'lı dostların işletiyorlar orayı. | Open Subtitles | واشنطن أصبحت هكذا بسبب أصحاب جامعة يال وهارفارد الذين يديرونها |
Görüşmeye başlamıştık ve benimle ilgili her şeyi seviyordu; akıllı oluşumu, Harvard'a gitmiş olmamı, genç kızlara yardım etmeye çok istekli oluşumu ve işimi. | TED | بدأنا بالمواعدة، وكان يحب كل شيء في، أنني كنت ذكية ، أنني ذهبت لهارفارد أنني كنت أحب مساعدة الفتيات المراهقات، وعملي. |
The New Yorker ya da Harvard Business Review incillerine inanabiliriz. | TED | قد نكون مؤمنين بالنيويوركر ككتاب مقدس أو بهارفارد بيزنس ريفيو. |
- Harvard'daki oda arkadaşım... | Open Subtitles | يارفيقتي في هارفد |