"hasret" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتوق
        
    • الشوق
        
    • اشتاق
        
    • تتوق
        
    • مشتاق
        
    • سوف تتلهف
        
    • أحنّ
        
    • الاشتياق
        
    • الحنين
        
    • يتطوق
        
    Bir zamanlar olduğu şey için hasret çeken kalple lanetlenmiş olabilirim. Open Subtitles ربما قد حلت علي اللعنة بهذا الشكل. بأن يتوق القلب لما كان سابقاً.
    Bunca bekleyişten sonra, hasret dolu günler nihayete erdi. Open Subtitles بعد الإنتظار الطويل إنتهت أيام الشوق أخيرا.
    Anne, sana hasret kaldım. Open Subtitles الأم، لقد اشتاق جدا بالنسبة لك.
    Senin şikayetlerini duymaya hasret kaldığım için gelmeyi kabul etmedim. Open Subtitles أنا لم أوافق على هذا لأنك عائب كان صوتا تتوق إليه.
    Alo Clara, endişelenme ona fazla hasret kalmayacaksın. Open Subtitles ألو كلارا، لا تقلقي هوليس مشتاق لكي كثيراً
    ve sen, dostum , Dan Kottke'nin huzurlu günlerine hasret kalacaksın. Open Subtitles وأنت يا رفيقي سوف تتلهف لأيام (دون كوتكي) الذهبية.
    Evet. Evet, hasret çekiyorum. Open Subtitles أجل، أحنّ
    Böyle bir hayal kırıklığı ve hasret benimki gibi bir görevde de ortaya çıkabilir. Open Subtitles هذا الشعور بخيبة الأمل و الاشتياق. يمكنه أن يقوم بمهمة مثل مهمتي.
    Seni, hasret çekmekten erimiş solmuş göreceğimi sanıyordum. Open Subtitles كنت أتمنّى إيجادك قد ضعفت بسبب الحنين إلى الوطن
    Bedenim, bu kurak topraklarda sana hasret. Open Subtitles جسدى يتطوق إليك فى الأرض الجافة والعطشانة
    "Aşksız bir dünya ölü bir dünyadır, ve mutlaka suçluların yorulduğu bir saat gelecektir, ve hasret çeken bütün insanlar, aşkın insanları nasıl ısıttığını merak edeceklerdir." Open Subtitles العالم الغير مرغوب هو عالم الموت... وهناك دائماً تأتي ساعة يضجر فيها شخص ما من الحبس وكل واحدٍِ يتوق إلى وجهٍ دافيء
    # Tüm varlığım sana hasret # Open Subtitles يا من كياني, يتوق لأجله.
    hasret gider ben giderim Open Subtitles ينقضى الشوق ويزول، وأنا أيضاً إلى زوال
    hasret gider ben giderim. Open Subtitles ينقضى الشوق ويزول، وأنا أيضاً إلى زوال
    - Şirin geri zekalılara hasret gitmiştim. Open Subtitles اشتاق للحلو , مشروم حلو
    # Alfonso'ya hasret değilmişim gibi davranıyorum # Open Subtitles كم اشتاق ل الفونسو
    "El yordamıyla şehvetle titreyen dokunulmaya hasret bir ten." Open Subtitles الأيادي تلمس، تتحسس، الجلد يرتجف شهوة، تتوق للملامسة.
    hasret olduğu sevgi ve saygıyı kazandı. Ve sen de yapabilirsin. Open Subtitles كل الحبّ و الإحترام الذي كانت تتوق إليه و يمكنكِ الحصول على ذلك أيضاً .
    Yalnızca sizi düşünür. Ardınızdan bu kadar hasret çekiyor işte. Open Subtitles .سيفكر فيك أنت فقط . لهذه الرجة هو مشتاق لك و يحبك
    # Dokunuşuna hasret ben # Open Subtitles أنا مشتاق للمستك
    ve sen, dostum, Dan Kottke'nin huzurlu günlerine hasret kalacaksın. Open Subtitles وأنت يا رفيقي سوف تتلهف لأيام (دون كوتكي) الذهبية.
    Ama hasret çekmedim. Open Subtitles ولكنني لم أحنّ
    hasret çift taraflıdır, dostum. Open Subtitles الاشتياق من الطرفين ياصديقي
    - Ve ucuz, çıkarcı hasret. - Bunun bizim gecemiz olması gerekiyordu. Open Subtitles و الرخيصه,الحنين ,الدنيئه هذه كان من المفترض بأنها ليلتنا
    Bedenim, bu kurak topraklarda sana hasret. Open Subtitles جسدى يتطوق إليك فى الأرض الجافة والعطشانة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more