Ama çok dikkatli olmalısın. Bu çok hassas bir durum. | Open Subtitles | لكني يجب أن أمضي بشكل حذر هذا وضع حساس جداً |
Bu, Frank ve ailesi için hassas bir durum olabilir. | Open Subtitles | هذا وضع حساس لـفرانك وللعائلة |
Bu çok hassas bir durum ve ne kadar az kişi bilirse, o kadar iyi. | Open Subtitles | إنه موقف حساس للغاية ولا أحد يعرف ذلك |
Sen arabada kalacaksın. Bu hassas bir durum. | Open Subtitles | سوف تبقين بالسيارة هذا موقف حساس |
Bu çok hassas bir durum çünkü temyize başvurarak ikisini de hapse gönderme ihtimalini oluşturuyorsun. | Open Subtitles | إنها قضية حساسة جداً. لأنك بالاستئناف تفتح المجال لحكم آخر قد يرسلهما معاً إلى السجن. |
Unutma ki bu .kocan açışından hassas bir durum. | Open Subtitles | أن هذه قضية حساسة لزوجك |
Bu, Frank ve ailesi için hassas bir durum olabilir. | Open Subtitles | هذا وضع حساس لـفرانك وللعائلة |
Bu biraz hassas bir durum. | Open Subtitles | هذا وضع حساس جدا اذن فقط000 |
Bu çok hassas bir durum. | Open Subtitles | إنه وضع حساس للغاية. |
- Bu açıklaması hassas bir durum. | Open Subtitles | انه وضع حساس لشرح |
hassas bir durum derken, ne kastediyorsun? Bilmem. | Open Subtitles | مالذي تقصده بـ" وضع حساس"؟ |
hassas bir durum demek, bu yüzden mi "Donuk ve Candan"ı yanınızda getiriyorsunuz? | Open Subtitles | إنه موقف حساس وأنت ستأخذ معك "المُتهور" و"الغامضة"؟ |
- Bartowski, bu hassas bir durum. Volkoff seni tanıyor. | Open Subtitles | هذا موقف حساس "فولكوف" يعرف من أنت |
- Bu hepimiz için hassas bir durum. | Open Subtitles | إنه موقف حساس لنا جميعاً. |
- Bu hepimiz için hassas bir durum. | Open Subtitles | إنه موقف حساس لنا جميعاً. |
hassas bir durum Gibbs. İstersen önce biraz düşünüp-- | Open Subtitles | إنه موقف حساس يا (غيبس) ربما علي أن أوسع... |
Evet, bu epey hassas bir durum. | Open Subtitles | هذه قضية حساسة جداً |