"hassasiyetle" - Translation from Turkish to Arabic

    • بدقة
        
    • تامه
        
    Bağırsaklarını çıkarıyor, cerrahi hassasiyetle iç organlarını çıkarıyor ama sonra onları orada bırakıyor. Open Subtitles فهو يمزق أحشاءهم مستخرجاً أعضاءهم الداخلية بدقة عالية ثم يترك تلك في كومة
    Aşırı zarar görmemişti, fakat kızın yüzünde suyun neden olduğu renk bozukluğu büyük bir incelik ve hassasiyetle onarılmalıydı. TED لم تكن متضررة جدا، ولكن حيث سبب الماء زوال التلون هذا على وجه الفتاة كان يجب أن يتم إصلاحه بدقة وحساسية بالغة.
    Formülleri yerçekimi kuvvetini büyük bir hassasiyetle hesaplıyabiliyordu ama Open Subtitles بينما تصف قوانينه قوة الجاذبية بدقة عالية
    Bugün makinalar bunları hassasiyetle analiz edebiliyorlar. Open Subtitles اليوم، آلات مثل هذه يمكنها تحليل ومقارنة الحامض النووي بدقة عالية..
    Bu işin hassasiyetle üstüne gidilmesi lazım. Open Subtitles بالموضوع وسنتعامل معه بسرية تامه وبرفق.
    Şöhretini ışık hızının yüksek hassasiyetle ölçümünü yapmakla kazandı. Open Subtitles اكتسب سمعته من خلال قياس سرعة الضوء بدقة بالغة.
    Üzerinde askeri bir hassasiyetle çalıştığım, ve yıkıcı sonuçları olan bir plan. Open Subtitles تم تخطيطها بحذر بدقة عسكرية، وتسبب دماراً بواسطة انفجار الهواء
    Bu sebepten resimler garip gözüküyor kas hareketinin her aşaması hassasiyetle yakalanıyor. Open Subtitles لهذا تبدو الصور كنوع لأن كل درجة من الحركة العضلية يجب ان تلتقط بدقة
    Patterson'ın tüm yapması gereken kurşunun miktarını eşit hassasiyetle ölçmekti. Open Subtitles كل ما كان على باترسون فعله هو قياس كمية الرصاص بدقة مماثلة
    İşlem hassasiyetle yapılacak. Karar verilmiştir. Open Subtitles سيتم فعل هذا الأمر بدقة ولقد تم إتخاذ القرار
    Hepsinden iyisi, çalışanın sözleşmesinin bitiminde eskiden olduğu gibi kalıcı hasar vermeden hassasiyetle bilgiyi çıkarıp, alabiliyoruz. Open Subtitles في استخراج معلومات استخبارتيّة وأفضل من هذا ، هو أنّنا نستطيع محو المعلومات بدقة في نهاية عقد الموظف
    Vücutlarımızı müthiş bir hassasiyetle programlıyor. TED فهو يبرمج أجسامنا بدقة رائعة.
    Evet, ikisi de büyük bir hassasiyetle öldürülmüş. Open Subtitles نعم. كلا الرجلان قتلا بدقة لا تصدق
    Evet, ikisi de büyük bir hassasiyetle öldürülmüş. Open Subtitles نعم. كلا الرجلان قتلا بدقة لا تصدق
    Jethro, bu iş hassasiyetle gerçekleştirilmiş. Open Subtitles (جيثرو)، لقد تم تنفيذ هذا الامر بدقة.
    Büyük bir hassasiyetle. Open Subtitles بدقة شديده
    - Muhteşem bir hassasiyetle. Open Subtitles بدقة مدهشة نعم
    hassasiyetle. Open Subtitles بدقة.
    Bu işin hassasiyetle üstüne gidilmesi lazım. Open Subtitles بالموضوع وسنتعامل معه بسرية تامه وبرفق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more