| Ben olsam üzerime alınmazdım. Köpekler çok hassastır. | Open Subtitles | حسناً، لا تأخذي الأمر على محمل شخصي الكلاب حساسة جداً |
| Pek çok diğer okyanus eko sistemleri küçük ısı artışlarına karşı çok hassastır. | Open Subtitles | أنظمة أخرى متعلقة بالمحيطات حساسة جداً لإرتفاع طفيف بالحرارة |
| Solucan delikleri o kadar hassastır ki en ufak bir dokunuşta bile giriş kısmı kapanır. | Open Subtitles | إن المعبر الدودى حساس بحيث . إن أصغر ذرة يمكنها إغلاق مدخله |
| O çok hassastır. | Open Subtitles | وفيكتور لن يستطيع ان يتحمل هذا فهو حساس جدا |
| Lütfen dikkatli ol. Koltuk altım çok hassastır. Yapma. | Open Subtitles | رجاء, كن حذرا لدي إبط حسّاسة جداً أنا لا |
| Ama üç milyar parçalı her şey gibi bu hediye de hassastır. | TED | لكن وكأي شيء مكون من ثلاثة ملايين عنصر تعتبر هذه الهدية هشة. |
| Hiperosmi bozukluğuna sahip insanlar kokulara karşı aşırı derecede hassastır. | Open Subtitles | لديهم حساسية شديدة لرائحة ما انهم عادة يختارون الروائح التى لا يستطيع الاخرون شمها |
| Bu bürodaki her mesele hassastır. | Open Subtitles | كُل المسائل التي يتولاها هذا المكتب حساسة |
| Bu şeyler çok hassastır. Son zamanlarda dışarısı çok sıcak. | Open Subtitles | تلك الأشياء حساسة كانت ساخنة جدا في الآونة الأخيرة |
| Beynin ön lobu glikoz düşmesine oldukça hassastır, akli fonksiyonlardaki bir değişiklik beslenme eksikliğinin en önemli işaretlerinden biridir. | TED | الفصوص الجبهية حساسة للغاية من قطرات الجلوكوز، في الواقع، إن أي تغيير في وظائف الدماغ هو أحد المؤشرات الرئيسية لنقص العناصر الغذائية. |
| Göğüsler çok hassastır. Havayla temas ettiklerini hemen anlarlar. | Open Subtitles | الصدور حساسة جداً يعلمون كيف يظهرون ذلك |
| Alarmlar oldukça hassastır. Hemen dönerim. | Open Subtitles | الأنذارات حساسة للغايه سأعود فورا |
| Biraz hassastır. - Sanki para seninmiş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | لا تلقي له بالاً ، إنه حساس إلى حد ما تصرف كأنك المالك |
| Oldukça hassastır kendisi, ölüm ve yaşamla bizim kadar başa çıkamıyor. | Open Subtitles | إنه حساس جداً ليس معتاداً على الموت والفناء مثلنا نحن |
| Gelir farkımız yüzünden Howie para konusunda hassastır. | Open Subtitles | المال موضوع حساس لـ هاوي بسبب الاختلاف في مدخولاتنا |
| Fazla yaklaşmayın. Yabancılara karşı biraz hassastır. | Open Subtitles | لا، آسف، إبق هناك، هو حساس جدا تجاه الغرباء |
| Eminim bu konuda oldukça hassastır, o yüzden alaya almayın lütfen. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنه حساس جداً حيال ذلك، لذا لا تسخروا منه رجاءً. |
| Dosyalarımız oldukça hassastır, Dedektif. | Open Subtitles | المعلومة في ملفّاتنا حسّاسة جدّاً يا حضرة المفتّش |
| Bu denge çok hassastır, o yüzden... | Open Subtitles | هذه معايير هشة للغاية، لذا أنت يجب أن... |
| Burunları insandan 10.000 kat daha hassastır, bu yüzden bu kokuyu başka bir şeyle maskelemek gerekir. | Open Subtitles | لأن أنوفها أكثر حساسية بعشرة الآف مرة من الإنسان مما يجعل من الضروري إخفاء رائحة |
| Sinüs boşluklarım tahriş edicilere karşı oldukça hassastır. Mm! | Open Subtitles | جيوبي الأنفيه حساسه في الشهور الخمسه الماضيه |
| Çocuklar, bu tekrarlanan stres aktivasyonuna karşı özellikle hassastır, çünkü beyinleri ve bedenleri henüz gelişiyor. | TED | الأطفال حساسون بشكل ٍ خاص لهذا التنشيط المتكرر للتوتر لأن أدمغتهم وأجسامهم في طور التكوين |
| Çok hassastır. Bak. - Buna iyi bak. | Open Subtitles | ـ إنه هش جداً، أنظر، يمكنك الإعتناء بهذا ـ ياللروعة، جدي |