Beijerinck, tütün mozaik hastalığını, araştırmak için yola çıkmıştı. | TED | بيجيرينك قد انطلق لاستكشاف سبب مرض فسيفساء التبغ. |
1980 yılında çiçek hastalığını yok ettik. | TED | وفي عام 1980 استطعنا التخلص من مرض الجدري. |
Seninle birleşip, hastalığını iyileştirip, sonra da çıkıp gidemem. | Open Subtitles | لا يمكننى الإندماج معك و شفاء مرضك ثم الرحيل |
hastalığını araştırırken neden kısır kaldığını öğrendim. | Open Subtitles | أثناء تحقيقي إلى مرضك إكتشفت السبب الذي أنت تركت قاحل. |
hastalığını nöroloğunun yardımıyla idare etti ki kendisini bu yüzden öldürdü. | Open Subtitles | لقد دبر أمر مرضه بمساعدة طبيب الأعصاب والذي قتل بسبب جهده |
Hanımefendinin hastalığını düşününce öylece kaçıp gitmesi tamamen gerçekdışı görünüyor. | Open Subtitles | إذا أخذنا مرضها بعين الاعتبار تبدو فكرة هربها غير واقعية |
Bu cilt hastalığını ben istemedim. | TED | لم يتم سؤالي حول إذا أردت أن أصاب بهذا المرض |
Ve senin için kötü bir kehanet. Afrika uyku hastalığını tedavi etmek iyi para getirmiyor. | Open Subtitles | و نذير شؤم كبير لك لا أموال كثيرة لعلاج داء النوم الأفريقي |
Afrika'da Parkinson hastalığını kapmadan önce avukattım. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي شغل مثل المحامي قَبْلَ أَنْ اصاب بمرض باركنسونُين |
Gözdeki görüntüleri alabilir ve şeker hastalığı retinopatisi olarak adlandılan göz hastalığını teşhis edebilir misiniz? | TED | هل يمكنك التقاط صور للعين وتشخيص مرض في العين؟ يسمي اعتلال الشبكية السكري |
Bir tanesi de mantar hastalığını vajina uçuğu sanmış. | Open Subtitles | و أخرى عندها مرض تخمري حيث أعتقدت أن لديها حلا ملهبية؟ |
Bir tanesi de mantar hastalığını vajina uçuğu sanmış. | Open Subtitles | و أخرى عندها مرض تخمري حيث أعتقدت أن لديها حلا ملهبية؟ |
Beyaz Saray başkanın hastalığını... basit bir dolaşım problemi olarak nitelendirdi. | Open Subtitles | صنف البيت الأبيض مرض الرئيس بأنه مشكلة طفيفة في الدورة الدموية في الرأس |
Ölümcül hastalığını daha yakından tanıyabilirsem... başkalarına yardım edebilirim. | Open Subtitles | قد ينتفع الآخرون من تثقيف نفسي حول مرضك الفتاك |
Sen de geçiremezsin. O benim hastalığım. Kendi hastalığını seçmelisin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تحصل على الشلل الأطفال، انه مرضي، عليك ان تختار مرضك الخاص |
Niye değiştiğini ve hastalığını anladığım halde, bana karşı duyduğun öfke ve kızımıza zarar verme şeklin... | Open Subtitles | , بالرغم من تفهمى لِمَ قد تغيُرت مرضك الذى جعلك تشعر بالكراهية تجاهى |
hastalığını iyileştirdiğini bile duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت حتى أنك داويته حتى تعافى من مرضه |
Kocanızda en çok endişelendiğim şey hastalığını kabul etmeye isteksiz olması. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي كان عدم رغبته بصراحة على تقبل مرضه |
hastalığını bu sözde bilimsel analize maruz bırakmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل يمكننا وضع مرضها ضمن هذا التحليل العلمي النظري؟ |
Annemin Alzheimer hastalığını iyileştiremezdim ama o anda ihtiyacı olan şeyi ona verebilirdim. | Open Subtitles | ألزهايمر مرضها أعالج أن أستطع لم اللحظة تلك في أرادته ما أعطيها أن استطعت الأقل, على ولكن |
Eğer istersen hastalığını bugünden bitirebilirsin. | Open Subtitles | أنت تستطيع أن تجعل هذا المرض يذهب بعيداً |
Hem histoplazmoz hastalığını tedavi edecek hem de öksürüğü kesecek. | Open Subtitles | سوف يعالج داء النوسجات و يزيل السعال أيضا |
Diğer çocuklara kendi hastalığını bilerek bulaştıramazsın. | Open Subtitles | مافيك تخلي الولاد قصدا ينصابو بمرض المناعة |
Senin hastalığını biliyordu. Kuleye asla tırmanamayacağını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم بمرضك , كان يعلم أنك لن تستطيع الوصول أبداً إلى قمة البرج |
Biliyorsun, bir keresinde Lou Gehrig'in hastalığını bir kutunun içinde hapsolmuş gibi davranarak tedavi ettim. | Open Subtitles | تعرفين ذات مرة شفيت حالة لمرض التصلب العضلي الجانبي بواسطة التظاهر انني كنت محشوراً داخل صندوق |
hastalığını suistimal ediyor. Tilki gibidir o. | Open Subtitles | لقد أستغلت مرضكِ وسيطرت عليكِ |
Keşke şu ülkemin idrarına bakabilseydin de hastalığını bulup, yeniden sağlığa kavuşturabilseydin. | Open Subtitles | إذا استطعت إن تفحص أيها الطبيب مياه بلادى وتجد علتها وتطهرها |