Ama bu hastalıklarda yüksek riskte olanlar, yalnızca askerler değil. | TED | لكن ليس الجنود فقط هم المعرضون لخطر هذه الأمراض. |
Özbağışıklık hastalarının yüzde 75'i kadın ve bazı hastalıklarda bu yüzde 90'a çıkıyor. | TED | 75 بالمئة من أمراض المناعة الذاتية هم من النساء، وفي بعض الأمراض تصل النسبة إلى 90 بالمئة. |
Bu bir dua etme şekli. Şu açık ki, yeni hastalıklarda mücadele etmemizin tek yolu | TED | إنها إبتهال. من المعتاد جداً أن طريقنا الوحيد للتعامل مع هذه الأنواع من الأمراض |
Söylediğin hastalıklarda DNA var mı? | Open Subtitles | تلك الأمراض التي قلت أسمائها لها حمض نووي؟ |
Psikolojik hastalıklarda narsistik yanılma çok olağandır. | Open Subtitles | الوهم النرجسيّ أمرٌ شائع في الأمراض النفسية |
Şimdi son olarak bu tür bir şeyin kardiyo vasküler hastalıklarda kullanımına değinmek istiyorum çünkü bu büyük bir klinik sorun. | TED | الآن في النهاية، أريد فقط أن أتحدث قليلاً عن تطبيقات ما تكلمت عنه في الأمراض القلبية الوعائية، لأن هذه مشكلة سريرية كبيرة حقاً. |
Ama tüm hastalıklarda değil. | TED | ولكن ليس لكل الأمراض. |
Aether olmadan... Diğer hastalıklarda: | Open Subtitles | بدون ذلك الإثير باقى الأمراض |