"hatırası" - Translation from Turkish to Arabic

• ذكرى
• ذكريات
• تذكار
• تذكير
• غنائم
• تذكارية
• التذكاري
• كتذكار

Şarabına nitrojen karıştırdığı anın hatırası o kadar korkutucu değil sanırım.
ذكرى زوجها و هو يموت بين ذراعيها أظن أن ذكرى تسميم

O mahkeme salonuna ölmüş bir avukatın hatırası tarafından itildin.
لقد أدخلتك ذكرى محامي متوفي قاعة المحكمة هذه

Ama sonrasında hatırası, hayatınızın geri kalanında sizinle kalır.
ثم تبقى ذكرى هذا الحدث ملازمة لك لبقية حياتك

Terörün ortasında bile o güzel günlerin hatırası çok tatlı.
في وسط هذا الرعب ذكريات الأيام الأخرى الجميلة

O aydınlık çağa geçişimizden önceki geleneklerimizin bir hatırası.
إنها ببساطه تذكار بعض التقاليد التي ماقبل عصر التنوير

Kızımızın ölü, senin ise ölü olmadığının daimi bir hatırası olarak seni ağırlamak kolay mı?
جود لك بمثابة تذكير مستمر أن ابنتنا قد ماتت وأنت لا ؟

Beni hayatta tutan tek şey, aşkımızın hatırası.
الشيء الوحيد الذي يبقيني على قيد الحياة هو ذكرى حبنا.

Bakın, ben sadece kızıma eğlenceli bir tatil hatırası vermek istedim.
انظري , لقد اردت فقط اعطاء ابنتي ذكرى اجازة ممتعة .

Her şeyden çok babamın hatırası için seçti sanırım.
أعتقد أن هذا كان بسبب ذكرى والدي أكثر من أي شيء

- Kimsenin güzel bir Noel hatırası yok mu?
هل لدى أيّ واحدٍ منكم ذكرى جيّدة لعيد الميلاد؟

Küçük kurdun hatırası hiçbir zaman Chen Zhen'in aklından çıkmadı.
ذكرى الذئب القليل مسكون تشن تشن إلى الأبد.

Benim için değil, babanın hatırası için değil, kendin için de değil.
ليس من أجلي وليس من اجل تخليد ذكرى والدك لكن من أجلك انت

İki tane ölüm hatırası olamaz. Bu imkansız.
لا يمكن أن يكون له أكثر من ذكرى للموت هذا مستحيل

Annesinin, unutulmaz hatırası, onu, intikam yolculuğunun tek bir günü bile yalnız bırakmıyordu.
ذكريات لا تنسى عن أمها غمرتها بالحزن لكن رحلة ثأرها كانت بعيدة عن النهاية

Senin gibi bir adamın, unutmak isteyip de unutamadığı birçok kötü hatırası vardır.
رجل مثلك لديه ذكريات أشنع بكثير من أن يطويها النسيان.

Çok duygusaldır. Bu odada sürüyle hatırası var.
انه عاطفي جداً لديه ذكريات عديده بتلك الغرفه

Annenizin hatırası hakkında bu şekilde konuşmamalısın.
لا يجب أن تقول مثل هذا الكلام عن تذكار والدتك

O bok parçasında oturmak mı istiyorsun, yoksa karına ne kadar iyi baktığının hatırası olarak saklamak mı istiyorsun?
تُريدُ أَنْ تَجْلسَ على تلك القطعةِ مِنْ التغوّطِ أَو يَبقيه ك تذكار كيف حَسناً تَعتني بها؟

Ona aldığın poster var ya küçük sevimli bir şehir hatırası.
الإعلان الذي جلبتهُ لها تذكار جميل جدًا لموطنها

Aptallığının bir hatırası olarak onu yanında götürebilirsin.
قد تبقي على أنها تذكير حماقة الخاص بك.

Her birinin vücudun'dan alınan zafer hatırası.
غنائم اخذتها من كل جُثثهم

Ülkeme olan karşılıksız aşkımın hatırası.
إنها هدية تذكارية من حبي للوطن دون مقابل.

Maya Lin'in Vietnam hatırası gibi savaş anıtları devasa yapılardır.
النصب التذكارية للحرب، كنصب مايا لن التذكاري لحرب فيتنام، غالبا ما تكون ضخمة الحجم.

Gerçekten de, onu saklamıştım bir arı sokması hatırası olarak.
في الحقيقة لقد احتفظت بها كتذكار للسعة النحل