Şarabına nitrojen karıştırdığı anın hatırası o kadar korkutucu değil sanırım. | Open Subtitles | ذكرى زوجها و هو يموت بين ذراعيها أظن أن ذكرى تسميم |
O mahkeme salonuna ölmüş bir avukatın hatırası tarafından itildin. | Open Subtitles | لقد أدخلتك ذكرى محامي متوفي قاعة المحكمة هذه |
Ama sonrasında hatırası, hayatınızın geri kalanında sizinle kalır. | Open Subtitles | ثم تبقى ذكرى هذا الحدث ملازمة لك لبقية حياتك |
Terörün ortasında bile o güzel günlerin hatırası çok tatlı. | Open Subtitles | في وسط هذا الرعب ذكريات الأيام الأخرى الجميلة |
O aydınlık çağa geçişimizden önceki geleneklerimizin bir hatırası. | Open Subtitles | إنها ببساطه تذكار بعض التقاليد التي ماقبل عصر التنوير |
Kızımızın ölü, senin ise ölü olmadığının daimi bir hatırası olarak seni ağırlamak kolay mı? | Open Subtitles | جود لك بمثابة تذكير مستمر أن ابنتنا قد ماتت وأنت لا ؟ |
Beni hayatta tutan tek şey, aşkımızın hatırası. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يبقيني على قيد الحياة هو ذكرى حبنا. |
Bakın, ben sadece kızıma eğlenceli bir tatil hatırası vermek istedim. | Open Subtitles | انظري , لقد اردت فقط اعطاء ابنتي ذكرى اجازة ممتعة . |
Her şeyden çok babamın hatırası için seçti sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا كان بسبب ذكرى والدي أكثر من أي شيء |
- Kimsenin güzel bir Noel hatırası yok mu? | Open Subtitles | هل لدى أيّ واحدٍ منكم ذكرى جيّدة لعيد الميلاد؟ |
Küçük kurdun hatırası hiçbir zaman Chen Zhen'in aklından çıkmadı. | Open Subtitles | ذكرى الذئب القليل مسكون تشن تشن إلى الأبد. |
Benim için değil, babanın hatırası için değil, kendin için de değil. | Open Subtitles | ليس من أجلي وليس من اجل تخليد ذكرى والدك لكن من أجلك انت |
İki tane ölüm hatırası olamaz. Bu imkansız. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون له أكثر من ذكرى للموت هذا مستحيل |
Annesinin, unutulmaz hatırası, onu, intikam yolculuğunun tek bir günü bile yalnız bırakmıyordu. | Open Subtitles | ذكريات لا تنسى عن أمها غمرتها بالحزن لكن رحلة ثأرها كانت بعيدة عن النهاية |
Senin gibi bir adamın, unutmak isteyip de unutamadığı birçok kötü hatırası vardır. | Open Subtitles | رجل مثلك لديه ذكريات أشنع بكثير من أن يطويها النسيان. |
Çok duygusaldır. Bu odada sürüyle hatırası var. | Open Subtitles | انه عاطفي جداً لديه ذكريات عديده بتلك الغرفه |
Annenizin hatırası hakkında bu şekilde konuşmamalısın. | Open Subtitles | لا يجب أن تقول مثل هذا الكلام عن تذكار والدتك |
O bok parçasında oturmak mı istiyorsun, yoksa karına ne kadar iyi baktığının hatırası olarak saklamak mı istiyorsun? | Open Subtitles | تُريدُ أَنْ تَجْلسَ على تلك القطعةِ مِنْ التغوّطِ أَو يَبقيه ك تذكار كيف حَسناً تَعتني بها؟ |
Ona aldığın poster var ya küçük sevimli bir şehir hatırası. | Open Subtitles | الإعلان الذي جلبتهُ لها تذكار جميل جدًا لموطنها |
Aptallığının bir hatırası olarak onu yanında götürebilirsin. | Open Subtitles | قد تبقي على أنها تذكير حماقة الخاص بك. |
Her birinin vücudun'dan alınan zafer hatırası. | Open Subtitles | غنائم اخذتها من كل جُثثهم |
Ülkeme olan karşılıksız aşkımın hatırası. | Open Subtitles | إنها هدية تذكارية من حبي للوطن دون مقابل. |
Maya Lin'in Vietnam hatırası gibi savaş anıtları devasa yapılardır. | TED | النصب التذكارية للحرب، كنصب مايا لن التذكاري لحرب فيتنام، غالبا ما تكون ضخمة الحجم. |
Gerçekten de, onu saklamıştım bir arı sokması hatırası olarak. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد احتفظت بها كتذكار للسعة النحل |