Kurbanla özdeşleşmek, kontrolü ele almak ya da hatırlamak için. | Open Subtitles | للدمج بالضحية، وللحفاظ على السيطرة أو لنتذكر ما قاموا به |
Genç olduğumuz ve uğruna yaşamaya değer bir amacımızın olduğu o olağan üstü yılları hatırlamak için! | Open Subtitles | اٍنها مناسبة لنا جميعا لنتذكر هذه الأيام الخارقة حين كنا صغارا و لدينا سبب نعيش لأجله |
Süpermen olduğunu hatırlamak için daima yardım etme görevi için dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | لتذكر انه سوبرمان انه دائما يذهب الى الخارج لمهمة المساعدة |
Bunu denemeli ve gerçekte olanları bilmeliyim .... . çocuğum için yapabileceğim herşeyi denemeliyim.... olanları hatırlamak için. | Open Subtitles | على المحاولة ، ويجب أن أعرف ،ان أطفالي اني فعلت كل ما بوسعى لتذكر ماحصل |
Gerçek bir iyi-kötü devlet resminin farklı parçalarını hatırlamak için çaba gösterdim. | TED | كافحت لأتذكر القطع المختلفة للوحة واقعية للحكومات الصالحة والفاسدة. |
Ama daha büyük olanakları hatırlamak için başka şehirlerdeki hayalperestleri örnek alıyorum. | TED | ولكن أحد الأشياء التي أفعلها لأذكر نفسي بالاحتمالات الأكبر هي أن أتعلم من المدن الأخرى |
Bazen çok çabuk ezberlemen gereken birçok satır oluyor ve sonraki repliği hatırlamak için biraz zamana ihtiyacın oluyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الحوار يجب أن يحفظ لدرجة أنك أحيانا تحتاج لدقيقة لتتذكر الجملة التالية |
Bugün buraya Roger Andrew Dawson'ın yaşamını hatırlamak için bir araya geldik. | Open Subtitles | لقد اجتمعنا اليوم لنتذكر حياة روجر اندرو داوسن |
Sadece Alison'ı hatırlamak için bir yer. | Open Subtitles | انه فقط مكان لنتذكر اليسون مالخطب في هذا؟ |
Biz hatırlamak için içeriz ama görüyorum ki sen unutmak için içiyorsun. | Open Subtitles | نحن نشرب لنتذكر و لكن يبدو أنكِ تشربين لتنسي |
Taş ocağında çalışanları taş uğruna ölenleri hatırlamak için. | Open Subtitles | لنتذكر من عمل في المحجر أولائك الذين ماتوا من أجل الحجر |
Ve hatırlamak için, çocuklarım adına elimden gelen her şeyi yaptığımı bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | على المحاولة ، ويجب أن أعرف ،ان أطفالي اني فعلت كل ما بوسعي لتذكر ماحصل |
Birazı güzel şeyleri hatırlamak için, çoğu kötü şeyleri unutmak için. | Open Subtitles | قليل لتذكر الشيئ الجيد الكثير لنسيان السيئ |
Bilgileri hatırlamak için harika yollar olduğu aklıma bile gelmezdi. | Open Subtitles | لم أكن أدري أن هناك طرق رائعة لتذكر الأشياء |
O anda nasıl hissettiğimi hatırlamak için beynimi mengeneye alabilirim | Open Subtitles | يمكنني أن أصفي ذهني لأتذكر كيف كان شعوري حينها |
Sen ortadan kaybolduktan sonra kaybettiğim oğlumu hatırlamak için buna baktım. | Open Subtitles | بعد ما ضعتَ أنظر إليه لأتذكر الأبن الذي أضعته |
gelecek sene yaş gününü hatırlamak için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأبذل قصارى جهدي لأتذكر عيد ميلادك السنه القادمه |
Sırf, sevdiğimiz insanları korumanın basit yolları olduğunu hatırlamak için. | Open Subtitles | أسرق الجوارب من أجلكِ لأذكر نفسي أن هناك طرق أسهل لحماية من نحب |
Fakat bunu hatırlamak için çok gençtin? Hm? | Open Subtitles | لكنك كنت صغيراً جداً لتتذكر هذا أليس كذلك ؟ |
Bunca yıI buna tutundum. Bizden neyi kopardıklarını hatırlamak için. | Open Subtitles | لقد إحتفظتُ بهِ طوال تلكَ السنوات، ليذكرني بكلّ شيء جرّدونا منه. |
Hatırlamaya çalışmak, daha fazla kortikosteroid salınımının kısır döngüsüne ve hatırlamak için daha küçük bir şansa yol açan stres sebebi olabilir. | TED | وبذلك فإن محاولة التذكر يمكن أن تُشكّل في حد ذاتها ضغطا، مما يؤدي إلى حلقة مفرغة من إفراز المزيد من كورتيكوستيرويد وفرصة أصغر للتذكر. |
Oraya, hidroklorik asiti laboratuvarıma hangi asidi dökeceğini hatırlamak için yazmışsın. | Open Subtitles | "حمض الهيدروكلوريك " مكتوب لك هنا كي تتذكر أي حمص تسكبه في معملي |