Sanki neredeyse hataları belli şekilde yapmak üzere yapılmış gibiyiz. | TED | ويبدو الأمر كما لو أننا مصممين لنرتكب الأخطاء بطرق معينة. |
Aksi halde aynı hataları tekrar tekrar yapmaya devam edersin. | Open Subtitles | ما عدا ذلك ستظل ترتكب نفس الأخطاء مراراً و تكراراً |
Yaptığı ve yapmaya devam ettiği hataları hayatta kalmak için yaptı. | Open Subtitles | هذه الأخطاء التي يرتكبها و يواصل إرتكابها أظن أنه يحاول الحياه |
Psikoanaliz, aptalca hataları tanımaz. | Open Subtitles | التحليل النفسي لا يُعرف الخطأ السخيف هكذا |
Kendi egom ve çocukluk tecrübelerimin onu ilerde kendi olması için tam da şimdi yapması gereken hataları yapmasını engellemesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أود أن أدع غروري وطفولتي أن توقفه عن ارتكاب الاخطاء التي يحتاج إلى فعلها ليصبح الشخص الذي هو مقرر له |
Benim yaptığım hataları tekrar ettiğini görmek istemiyorum. Kumarı hayatından çıkar. | Open Subtitles | تفعل نفس الأخطاء التي فعلتها أنا, تسعي خلف كل هذا الهراء |
Bazı insani hataları hoş görmezsek hükümetimizin hâli ne olur? | Open Subtitles | ماذا ستكون إدارتنا عليه إن لم نسمح ببعض الأخطاء البشرية؟ |
Bilbao bittiğinde baktım ve bütün hataları gördüm. | TED | عندما أصبح مبنى بلباو جاهزاً ونظرت إليه رأيت كل الأخطاء |
Diyalog olmadan da, aynı hataları tekrarlayıp dururuz, çünü yeni olan hiç bir şey öğrenmeyeceğiz. | TED | وبدون حوار سنظل نرتكب نفس الأخطاء لأننا لن نتعلم أي جديد |
O yüzden, bu küçük parçaları biraraya toplayıp tüm hataları giderecek yeni bir metot yaratmamız gerekti. | TED | لذا فقد توجب علينا إقتراح طريقة جديدة لوضع هذه القطع الصغيرة سوياً وتصحيح كل الأخطاء |
Sağlık hataları ABD'de ölümlerin, kanser ve kalp hastalıklarından sonra, üçüncü nedeni olarak rapor edilmiş. Üçüncü ölüm nedeni. | TED | تعد الأخطاء الطبية المسبب الثالث للموت في الولايات المتحدة، مباشرة بعد السرطان وأمراض القلب، المسبب الثالث للموت. |
Geçmişi değil şu anı yaşa ve gelecekte aynı hataları tekrarlama. | TED | لا تعيشوا في الماضي، بل عيشوا الحاضر، ولا ترتكبوا نفس الأخطاء في المستقبل. |
hataları bile tekrar ediyordu. | TED | وقد عملت له دوما حتى الأخطاء كانت تتكرر |
E-sigaralarda da aynı hataları tekrarlamak istemiyoruz. | TED | لا نُريد تكرار نفس الأخطاء في معالجتنا لمشكلة السجائر الإلكترونية. |
Ama çok azı bu hataları kabullenebilme gücüne sahipler, onları öylesine bir sevgiyle örttün ki, artık hata değillerdi. | Open Subtitles | و لكن القليل منهم لديهم الشجاعه لتقبل هذه الأخطاء و منح هذا المقدار من الحب حتى يتلاشى الخطأ |
Ama çok azı bu hataları kabullenebilme gücüne sahipler, onları öylesine bir sevgiyle örttün ki, artık hata değillerdi. | Open Subtitles | و لكن القليل منهم لديهم الشجاعه لتقبل هذه الأخطاء و منح هذا المقدار من الحب حتى يتلاشى الخطأ |
Bu hataları yapan kişinin gerçek ben olmadığımı kendime göstermek için. | Open Subtitles | لأري نفسي ان الشخص الذي فعل هذه الاخطاء ليس حقاً انا |
Doğru seçimler yaptığıma, ...doğru yolda ilerlediğime, ...ve yaptığım hataları düzeltmek için hala zamanım olduğuna inanmak istiyorum. | Open Subtitles | والإيمان بأني قمت باختيار ماهو صائب وبِأَنِّي على الطريقِ الصحيحِ و أنه ُلازال هنالك وقت لتصحيح أخطائي |
Ama unutma mafya hataları örtmek için mutlaka bir şeyler yapabilir. | Open Subtitles | ولكن رجال العصابات يمكنهم فعل أي شي لينظفوا أخطائهم من ورائهم |
Yani, kitaptaki hataları daha önce hiç görmedin mi? | Open Subtitles | تعني، أنك لم ترّ العيوب في الكتاب من قبل؟ |
Bazı dizayn hataları nedeniyle vücudun sol tarafını ve omuzları korumuyor. | Open Subtitles | كانت هناك بعض عيوب التصميم والتى تركت اجزاء من الجانب والاكتاف,غير محميه |
İkiniz de aynı şekilde öpüyorsunuz aynı şarkılarda aynı hataları yapıyorsunuz. | Open Subtitles | كلاكما. يقبلنى بنفس الطريقة تسحبوا المسدسات بالسرعة نفسها تقولون الكلمات الخاطئة لابهار الناس |
Sanırım benim de yaptığım bazı hataları düzeltmemin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتصحيح بعض الأخطاء التي ارتكبتها. |
Zebradaki hataları, ...her birinin sıradan çitalar gibi tek başına avlanmalarıydı. | Open Subtitles | خطأهم مع الحمير الوحشية أنهم اصطادوا كما تفعل باقي الفهود منفردة |
Belki David yaptığı hataları yapmasaydı belki hiç birimiz yapmazdık. | Open Subtitles | من يدري؟ ربما ديفيد لم يقوم بالأخطاء التي فعلها ربما لا أحد منا فعل |
Yaptığı hataları izleyemezsin, ancak yeteneklerini izlersin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تتبع اخطائه اذن تتبع مهاراته |
Her şeyi geçiştiriyorum ve sana yaptığım gibi ona da aynı hataları yapacağımdan çok korkuyorum. | Open Subtitles | أنا أَعْملُ لمعان ثانية كُلّ شيءُ، وأَنا مُفزَعُ سَأَجْعلُ نفس الأخطاءِ مَعها بأنّني جَعلتُ مَعك. |
Profesörün hataları olmuş olabilir Petrova ama size adamın tek bacağı olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım. | Open Subtitles | ربما البرفسور عنده أخطاؤه يا بتروفا علي أن أذكرك عنده إلا رجل واحده |
Ama onun hataları ciddi yaralanmalara ve ölümlere sebep oldu ve buna artık müsamaha gösterilemez. | Open Subtitles | لكن أخطائه أدت إلى إصابات بالغة وموت، ولا يمكن أن يتم التساهل بذلك بعد الآن. |