Bu da, meydana gelebilecek hatalara karşı veya bir takım kasıtlı saldırılara karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor. Fakat hatalar bile kötü olabilir. | TED | وهذا يعني أنها عرضة لأنواع معينة من الأخطاء التي يمكن أن تحدث، أو أنواع معينة من الهجمات المتعمّدة، ولكن ستكون أخطاء سيئة للغاية. |
Mao modern Çin'in babasıydı, fakat uzatılmış yönetimi talihsiz hatalara sebep oldu. | TED | كان ماو أب الصين الحديثة، إلا أن فترة حكمه الطويلة أدت إلى أخطاء كارثية. |
Bu işte yeniymiş, hatalara davetiye çıkarmış. | Open Subtitles | حسنا انه جديد فى هذا مما يجعله عرضة للأخطاء. |
Fakat nonhomolog uç birleştirme denilen bu tür bir onarım süreci hatalara yatkındır ve fazla ya da eksik bazlara yol açabilir. | TED | لكن هذا النوع من عمليّات الإصلاح، والذي يُدعى بربط النهايات غير المتجانس، يُعتبَر عرضةً للأخطاء وقد يؤدّي إلى فقدان أو زيادة في القواعد. |
Sahada hatalara yer yok. | Open Subtitles | بالميدان، ليس هنالك مجال للخطأ |
Tüm bu sebeplerden ötürü Ned'in de benimle aynı hatalara düşmesini istemiyorum. | Open Subtitles | وهذا سبب أعظم بأننى لا أريد لنيد القيام بنفس الأخطاء التي فعلتها |
Yorgunluk hatalara yol açar, ve hatalar zaman kaybettirir. | Open Subtitles | لذلك اذهب للمنزل وخذ قسطاً من الراحه. الارق يؤدي الى اخطاء, والاخطاء تطيل الوقت. |
Her ne kadar kapitalizm muhteşem bir sistem olsa da, birçok işletim sistemi gibi, hatalara açıktır, bizim durumumuzda, bu hatalara "piyasa başarısızlığı" diyoruz. | TED | على الرغم من أن الرأسمالية هي نظام رائع، مثل جميع أنظمة التشغيل، فأنه عرضة للمشاكل وفي هذه الحاله تدعى "الفشل السوقي." |
Yani, bir RNA virüsü çoğaldığında mutasyon denen hatalara uğrama olasılığı çok daha yüksek. | TED | لذا عندما يتضاعف فيروس الرنا فمن المرجح أن تنتج أخطاء تُدعى بالطفرات. |
Bazen, önemli şirketler de büyük hatalara imza atar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان الشركات الكبيرة تصنع أخطاء كبيرة |
Artık bitiş tarihine yetişemeyeceğiz, ve şirket de insanları fazla zorlamanın hatalara yol açtığını öğrenecek. | Open Subtitles | الأن لن نستطيع أن ننتهي في الوقت المحدد و ستتعلم الشركة أن الضغط على الموظفين ليعملوا أكثر، يؤدي لحدوث أخطاء |
Varsayımlar hatalara yol açar ve hatalar seni öldürtür! | Open Subtitles | الإفتراضات تؤدي إلى أخطاء و الأخطاء تؤدي إلى قتلك. |
DNA hatalarını düzeltebilme yeteneği CRISPR'ın potansiyel olarak kistik fibroz ya da orak hücre anemisi gibi genetik hatalara bağlı hastalıklar için yeni tedaviler yaratabilecek demektir. | TED | إنّ القدرة على تصحيح أخطاء الحمض النوّويّ تعني أنّه قد يكون بإمكان كريسبر استحداث معالجات جديدة للأمراض الناجمة عن أخطاء وراثيّة معيّنة، مثل التليّف الكيسي وفقر الدمّ المنجليّ. |
Böylesine dengesiz günlerde Jordan Kulesi gibi hatalara artık göz yumulamaz. | Open Subtitles | في هذه الأوقات الحرجة، أخطاء كحادثة برج (جوردن) لا يمكن احتمالها |
hatalara gelirsek, kusurları affetmeyen bir meslekte 20 yılını geçirdi. | Open Subtitles | ولديه جدول زمنى! وبالنسبة للأخطاء فقد مضى 20 عاماً |
Umarım siz basın üyeleri arada bir yaptığımız hatalara nazaran yaptığımız iyi şeylere de yer verirsiniz. | Open Subtitles | وآمل منكم يا رجال الصحافة... أن تمنحونا مساحة جيدة بالأعمال الحسنة كما تمنحونها للأخطاء النادرة التي تحدث |
Sevdiğin birinin hatalara maruz kaldığını görmek kadar kötü bir şey yok. | Open Subtitles | وليس من ألمٍ يفوق ...أن يرى المرء أحباءه يتعرضون للأخطاء والمشاكل |
hatalara yer yoktur. | Open Subtitles | لا مجال للأخطاء. |
Yoldaş Stalin, hatalara tahammül etmez. | Open Subtitles | الرفيق "ستالين" لا يفسح مجالاً للخطأ |
- Bu hafta hatalara yer yok. | Open Subtitles | لا مجال للخطأ هذا الأسبوع. |
Ben de çok fazla acı veren hata yaptım ve zamanla, bu hatalara karşı bakışım değişti. | TED | ولقد وقعت في العديد من الأخطاء، ومع مرور الوقت، سلوكي تجاه هذه الأخطاء بدأ بالتغير |
Konuştuğumuz sırada hatalara davetiye çıkarmakla meşgul olan... rakip kurumlar arasında kasti bir İletişim kopukluğu mu var? | Open Subtitles | وهل هناك نقص تواصل هادف بين الوكالات المتنافسة الذي يؤدي الى اخطاء مستقبلية بينمانحننتكلمالان. |
İlk başta küçük hatalar daha sonra büyük hatalara dönüştü. | Open Subtitles | اخطاء صغيره في البداية وثم قمت باكبر منها. |
3B ile basılan parçalardan daha hızlı büyüyen mantarlar var. (Gülüşmeler) Katmanlı süreç mekanik özelliklerde hatalara sebep oluyor. Eğer kesintisiz büyümesini sağlarsak, o hataları önleyebilirdik. | TED | فهناك عش غراب ينمو أسرع من أجزاء مطبوعة بثلاثية الأبعاد. (ضحك) استخدام عمليه التصنيع طبقة فوق طبقة تقود الى تشوه في الخواص الميكانيكية و لو أستطعنا أن ننتج الأجزاء بشكل مستمر فأنه يمكننا تلافي هذه التشوهات |