Buraya seni ziyarete gelmedim. Buraya senin hatan olmadığını söylemeye geldim. | Open Subtitles | لم آتِ إلى هنا لمطاردتك، بل أتيتُ لأقول أنّه لم يكن خطأك |
- Bunun senin hatan olmadığını söyle. - Tabii ki değildi. | Open Subtitles | قل لي انه لم يكن خطأك - بالطبع ليس بخطئي - |
Olanların senin hatan olmadığını bilen biri. | Open Subtitles | ساحر يعلم ان هذا لم يكن خطأك |
Sen ve benim üzerinde çalışacağımız ilk şey ise bunun senin hatan olmadığını anlamanı sağlamak olacak. | Open Subtitles | و أول شيء علينا القيام به هو مساعدتك على فهم أن ذلك ليس خطئك |
İçinde bir yerde, bunun senin hatan olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | من مكان ما في داخلك تعلم بأنه ليس خطئك |
Ne olursa olsun, bunun senin hatan olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أياً ما يحدث فأعلم أنه ليس خطئك |
Senin hatan olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن هذا لم يكن خطأك |
İçimden bir ses bana senin hatan olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | ثمة ما يخبرني انه لم يكن خطأك |
İçimden bir ses bana senin hatan olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | ثمة ما يخبرني انه لم يكن خطأك |