"hatta bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • على الخط
        
    • حتى أنني
        
    • حتى أنه
        
    • في الخط
        
    • أنا حتى
        
    • أو حتى في
        
    • أو مدن
        
    Evet, efendim. 3. hatta bir çağrınız var, efendim. Open Subtitles نعم ، سيدى لديك إتصال على الخط الثالث يا سيدى
    Üçüncü hatta bir kız var. Bir Amerikalı ile konuşmak istiyor. Open Subtitles هناك فتاة على الخط الثالث تريد التحدث إلى شخص أمريكي
    hatta bir bulutun büyüklüğünü ölçerek, bir saati hoşça geçirebilirim. Open Subtitles حتى أنني قضيت ساعات ممتعة في الأشياء التي تقيس حجم الغيوم
    Bir erkek arkadaşım orda yaşıyordu. hatta bir hula dansçısıyla çıkmıştı. Open Subtitles صديق لي كان يعيش هناك، حتى أنه واعد راقصة طوق
    Ana hatta bir sorun varmış. Birkaç saatliğine evi boşalttık. Open Subtitles هناك مشكلة في الخط الرئيسي علينا إخلاء المنزل خلال ساعات
    hatta bir çift Japonla bile çalıştım ve de çok harika çalıştılar. Open Subtitles أنا حتى كان لدي بعض اليابانيين الذين عملوا بشكل رائع
    Çoğunlukla da bir ülke içinde, hatta bir ülkenin küçük bir bölgesi içinde gerçekleşen bir güç savaşı. TED في الغالب الأعم، هو صراع قوة في بلد ما أو حتى في منطقة من هذا البلد.
    Bir Whitopia'da yaşamayı beklemiyorum, hatta bir Blacktopia (siyah ütopya)'da. TED لم أتوقع أنني سأسكن في مدن البيض-- أو مدن الاشخاص السود من أجل ذلك.
    Ararım Diane ama diğer hatta bir başkası seni arıyor. Open Subtitles - ..نعم, لكن ديان - هناك من يريدك على الخط
    Johnny, 2. hatta bir çağrın var. Open Subtitles جوني, لديك اتصال على الخط الثاني.
    Birinci hatta, Bainbridge'den bir arakçı, ikinci hatta bir numaralı fanın var. Open Subtitles على الخط الأول سارقة محلات، والخط الثاني معجبتك الأولى - ?"?
    Birinci hatta bir arayan var, New Jersey'li Bayan Edna Hoffman. Open Subtitles لدينا متصلة على الخط الأول السيدة (إدنا هوفمان)، من "نيو جيرسي"
    hatta bir hipnozcuyu bile aramayı düşündüm. Open Subtitles تعلم؟ حتى أنني فكّرت بالذهاب إلى منوّم مغناطيسي.
    hatta bir telefon görüşmesi bile ayarlayamaya çalışırım. Open Subtitles و حتى أنني سأُحاول ترتيب اتصال هاتفي بينكما
    hatta bir milletvekiliyle kısa bir ilişki. Open Subtitles حتى أنني حظيت بعلاقة غرامية قصيرة مع عضو في الكونغرس
    Çok nazikti. Bana "anne" diye hitap edip durdu. hatta bir çay bile içti. Open Subtitles لقد كان مهذباّّ جداّّ حتى أنه ناداني بأمي وشرب كوباّّ من الشاي
    hatta bir ara senden bir şey satın almaya çalıştığından da eminim. Open Subtitles أراهن حتى أنه حاول شراء ذلك الشئ منك في مرحلة معينة
    Ses nötrdü, pasifti ve hatta bir süre sonra tuhaf bir şekilde arkadaşça ve güven vericiydi, ancak bazen o sakin dış ses olmaktan çıkıp kendi ifade edilmemiş duygularımın bir aynası oluyordu, TED لقد كان محايداً، خالياً من المشاعر، حتى أنه بعد فترة، أصبح مرافقاً ومطمئناً بشكل غريب بالرغم من أنني لاحظت هدوءه الخارجي يتراجع أحياناً وأنّه يعكس في بعض الأحيان مشاعري المختبئة.
    Geçitle bilgisayar arasındaki hatta bir parazitlenme olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون تداخل في الخط بين الباب والحاسوب.
    Ana hatta bir sorun çıkmış olabilir. Open Subtitles قد يكون خللاً في الخط الرئيسي
    Ana hatta bir sorun olabilir. Open Subtitles قد تكون مشكلة في الخط الجذعي
    hatta bir Kanada striptiz kulübünün dünyanın en büyülü mekânı olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles في الحقيقة , أنا حتى وصلت لحد لأن أقول بأن نادي التعري الكندي هو المكان الأكثر سحرا في العالم
    hatta bir sandalyenin yerini, lekelerden birini kapatması için değiştirdim. Open Subtitles أنا حتى قمت بتحريك كرسى لتغطية لطخة
    Okulda, orduda veya hatta bir akıl hastanesinde, bir kere insanlarla başladığınızda, hepsi zevk alır. TED في المدرسة، أو العسكرية أو حتى في المؤسسات العقلية، عندما تجعل الناس يفعلونها، يستمتعون بها.
    [Çirkin olun] Bugünlerde birçok organizasyon çalışma haricinde her şeyi andıran güzel iş yerleri tasarlıyorlar: Tatil köyleri, kahve dükkânları, oyun bahçeleri ya da kolej kampüsleri-- (Gülüşmeler) Pozitif psikolojiye dayanarak, oyun ve oyunlaştırma konuşuruz, hatta bir girişime göre, biri işten çıkarıldığında mezun olmuştur. TED البشاعة الكثير من المؤوسسات هذه الأيام مهتمة لتصميم مكان عمل جميل جذاب يبدو مثل أي شي بعيداً عن العمل منتجعات سياحية , مقاهي , ملاعب أو مدن جامعية (ضحك) بناء على وعود علم النفس الإيجابي نتحدث عن اللعب و التعليب واحدى الشركات القائمة تصرح بأن الذي يتم طرده هو تم تخريجه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more