| O kirli lastiği havuzdan çıkar, yoksa cidden tepemi attıracaksın! | Open Subtitles | والآن أخرج ذلك الإطار القذر مِن المسبح أو سأغضب حقّاً. |
| Ama anladığım kadarıyla, onu havuzdan anımsayan bir tanık var. | Open Subtitles | ولكن مما فهمت هناك شاهد يثبت أنه قريب من المسبح |
| Yorgun, gergin, havuzdan vazgeçtim. | Open Subtitles | متعباً للغاية، ومشدوداً للغاية فتخطيت أمر المسبح |
| havuzdan yeni çıkmış olduğumu söyledin, değil mi? | Open Subtitles | ؟ لقد أخبرتيها بأنني كنتُ قد خرجت من البركة , صحيح .. |
| Kohroku bir havuzdan bahsetmişti. Ormanın Ruhu oralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | هذا هو الحوض الذي اخبرتنا عنه كروكو لابد ان المخلوق قريب |
| Beyler, hadi. havuzdan çıkın. Yemek neredeyse hazır. | Open Subtitles | هيا ياشباب , اخرجوا من حوض السباحة الغذاء تقريبا جاهز |
| havuzdan dönüyorum, havlularım yok oluyor falan. | Open Subtitles | وعندما أخرج من بركة السباحة فإذا بمنشفتي أجدها مختفية دائماً |
| Bu arada Otis, bir daha havuzdan çiktigimda bornozumu hemen sirtima koy. | Open Subtitles | وبالمناسبة يا أوتس في المرة المقبلة ضع الروب على خارج حمام السباحة |
| Madison'ı tuttuğunu ve durdurmaya çalıştığımı hatırlıyorum, sonra hatırladığım şey ise Julie'nin beni havuzdan çıkardığı. | Open Subtitles | اذكر انه أمسك بماديسون حاولت ايقافه الشيء الذي أذكره بعد ذلك ان جولي كانت تسحبني من المسبح |
| Umarım biran önce yüzmeyi bitirir ve havuzdan çıkar. | Open Subtitles | أتمنى لو يتوقف عن السباحة و يخرج من المسبح |
| Bana kahve getirip, manikür zamanlarımı ayarlayıp havuzdan çıktığımda saçımı tarayacaksın. | Open Subtitles | لا, ستحضرين لي القهوة وتنظيم جدول مناكيري وتصففين شعري عندما أخرج من المسبح |
| Fişi çektikten sonra havuzdan aldın ve arkanda bir şey bırakmadığını sandın. | Open Subtitles | بعد أن إنفجرت الدائرة اخرجتي الجهاز من المسبح معتقده بأنك لم تتركي خلفك أي دليل |
| Lütfen beni havuzdan atma. | Open Subtitles | رجاء, لا تقومي بحرماني من المجيء إلى المسبح |
| havuzdan çıkmak için kendini yukarı çekerken balina yaklaştı, onu botundan yakaladı ve suyun içine çekti. | Open Subtitles | وبعد ذلك كانت تحاول أن تدفع نفسها للخارج للخروج من المسبح.. والحوت خرج للخارج فجأة، أمسك بجزمتها.. وسحبها للداخل. |
| Yarı yarıya karaya oturmuş olarak ve ağzında çırpınan bir yavruyla havuzdan çıkabilmesi için tüm gücünü kullanması gerekiyor. | Open Subtitles | إقتربت من الشاطيء و فقمة مكافحة بفمها تأخذ كل قوّتها لتسحبها خارج البركة |
| Geçti artık. pekala, havuzu kontol ettireceğiz. Bu süre boyunca havuzdan uzak durmanı istiyorum. | Open Subtitles | خلال هذا أريدك أن تبتعد عن البركة أنت وأختك |
| Sanırım havuzdan çıkmalısınız, Bay Fairfield. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك ان تخرج من البركة يا سيد فيرفيلد. |
| Biri havuzdan alıp nehre attı. | Open Subtitles | لا أعلم. شخص ما أخرجه من الحوض ورماه في النهر |
| Hadi çocuklar, havuzdan çıkın. Lütfen burayı terk edin! - Lütfen, sudan çıkın! | Open Subtitles | هيا يا صغار أخرجوا من الحوض أخرجوا ، رجاء |
| Uzadıkları zaman, havuzdan uzak tutmaya çalışırım. | Open Subtitles | عندما يصبح طويلاً للغاية أحاول إبقاءه بعيداً عن حوض السباحة |
| havuzdan her çıktığımda havlu olmadan beni kurulamaya çalıştın. | Open Subtitles | كل مرّة أخرج من بركة السباحة تريدين تجفيفي بدون منشفة |
| Onları havuzdan uzak tut yeter. Gerisi tamamdır. | Open Subtitles | ابقوا بعيدا عن حمام السباحة فحسب وسيكون كل شيء على ما يرام |
| Selam millet. O diğer havuzdan da kovuldum. | Open Subtitles | يا، رجال، أصبحتُ مَطْرُودَ تلك البركةِ الأخرى. |
| Buz gibi soğuk havuzdan çıkan birine göre oldukça büyük konuşuyorsun. | Open Subtitles | مخيف جدا كلام قادم من الشاب الذي خرج لتوه من مسبح بارد جدا. الشرطة! |
| Polis memurları havuzdan çıksın! | Open Subtitles | كُلّ ضبّاط الشرطة خارج البيسين! |