Saygı duyuyorum tabii, iş adamısın sonuçta, hayır kurumu değil. | Open Subtitles | أنا أحترم ذلك أنت رجل أعمال و لست جمعية خيرية |
60 ülkedeki fakir çocukları doyuran bir hayır kurumu işletiyor. | Open Subtitles | تدير جمعية خيرية التي تغذي الأطفال الفقراء في 60 بلدا |
Muhtemelen arkasına gizlenecek iyi ve temiz bir hayır kurumu arıyor. | Open Subtitles | هي ربما سوف تبحث عن جمعية خيرية لكي تختبئ خلفها |
Bir hayır kurumu ve çocuklar için daha iyisini yapmakla ilgili biriyle tartışıyordu. | Open Subtitles | هو يتحدث مع شخص ما عن حدث خيري و كيف سيقوم به للأولاد |
ve başlangıçtan bu yana bir girişime girdiğimizden beri çok açıkca bir hayır kurumu olmadığımızı söyledik. | TED | وعندما شرعنا في هذه المبادرة, منذ البداية قلناها بوضوح: انها ليست عمل خيري. |
Bunun için de para gerekiyor. hayır kurumu değiliz. | Open Subtitles | -ولذلك، نحن بحاجة للمال، ولسنا مؤسسة خيريّة |
Spor alanları olmayan ve sağlıklı beslenemeyen yoksul mahallelerdeki çocuklara yardım için kurulmuş bir hayır kurumu. | Open Subtitles | إنها جمعية خيرية لأجل المراهقين الصغار الذين لا يمكنهم الحصول على رياضة أو غذاء صحي |
Burada hayır kurumu işletmiyoruz. 3 numaralı kural. | Open Subtitles | تعرف إنّي لا أدير جمعية خيرية هنا،تقولقاعدةرقم ثلاثة: |
Babası senatör. Annesi bir hayır kurumu yönetiyor. | Open Subtitles | والدها سيناتور ووالدتها تدير جمعية خيرية |
Kendi başıma bir hayır kurumu kurmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر في بدأ جمعية خيرية خاصة بي |
Burada hayır kurumu işletmiyoruz. | Open Subtitles | هذه ليست جمعية خيرية نديرها هنا |
Nasıl bir hayır kurumu? | Open Subtitles | أى جمعية خيرية ؟ |
Çünkü burası hayır kurumu değil. | Open Subtitles | نحن لا تعمل جمعية خيرية هنا. |
Herkes kocamın neden bir hayır kurumu işlettiğini soruyor. | Open Subtitles | الجميع يسألني لماذا زوجي يقوم بإستضافة حفل خيري |
Ama bu Umudun Kasık Perukları adlı harika bir hayır kurumu için. | Open Subtitles | لكن هذا من أجل مشروع خيري رائع " يدعى " ممسحة الأمل |
Eşimle ben, genellikle özellikle bu zamanlarda hayır kurumu partisi düzenleriz bu organizasyon için hayati bir anlam taşıyor. | Open Subtitles | أنا وزوجي عادتاً نقيم حفل خيري بهذا الوقت من السنة إنه حدث أساسي للمنظمة |
Anladın mı? Daha güvenli bir iş istiyorsan, git postanede çalış. Vicdanın sızlamasın istiyorsan, git bir hayır kurumu işlet. | Open Subtitles | إذا أردت أن تحتفظ بوظيفتكَ يجب أن تمر بالجزء السئ إذا كُنت تريد ضمير خالي إذهب وأبدء عمل خيري |
- Bak, danışmanlar için bir hayır kurumu kurmuyorum, ahbap. | Open Subtitles | -اسمع ، أنا لا أقوم بعمل خيري لمصلحة الاستشاريين، ياصديقي. |
Bunun için de para gerekiyor. hayır kurumu değiliz. | Open Subtitles | -ولذلك، نحن بحاجة للمال، ولسنا مؤسسة خيريّة |
Ve Maysoon'un Çocukları'nı kurdum, Filistinli göçmen çocuklara benim ailemin bana verdiği şansın birazcığını verebilmeyi amaçlayan bir hayır kurumu. | TED | أسست مؤسسة ميسون للأطفال، وهي مؤسسة خيرية تأمل أن تعطي الأطفال من اللاجئين الفلسطينيين شيئا بسيطا مما قدمه والديَّ لي. |
Ya da yeni kayak takımlarına. Hayır, hayır kurumu daha iyi, değil mi? | Open Subtitles | او زلاجات جديدة، كلا الاعمال الخيرية افضل |
Başkan Yardımcısı konutunda David'in hayır kurumu partisi vardı. | Open Subtitles | كان هناك حفل جمع التبرعات لمنظمة (ديفيد). وكان نائب الرئيس حاضراً. |