| Bu yaşta yapmayı hayal ettiğin şey bu muydu? | Open Subtitles | هل هذا ما تخيلته لنفسك عندما تكونين في هذا العمر؟ |
| Her şey hayal ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | هل هذا كل ما تخيلته ؟ |
| hayal ettiğin bir şey ile gerçek olan arasındaki farkı... bilmediğini mi söylüyorsun bana? | Open Subtitles | أتخبرني أنك لا تعرف الفارق بين شيء تتخيله وشيء حقيقي؟ |
| Ya sana bu adanın herhangi bir yerinde kocaman bir kutu olduğunu ve hayal ettiğin her şeyin, istediğin her şeyin kutuyu açtığın zaman içinde olacağını söyleseydim? | Open Subtitles | ماذا إن قلت لك أنه بمكان ما على الجزيرة هناك صندوق كبير جداً و ما تتخيله به ما تريد أن يكون به |
| Bu tam olarak hayal ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | هل هذه اللحظه كما تخيلتها دائماً؟ |
| Sonunda, hayal ettiğin gibi seyirciyi tutsak edebileceksin. | Open Subtitles | ستحصل اخيرا على الجمهور الأسير الذي حلمت به دائما |
| Senin için hayal ettiğin her şeye kavuştun. | Open Subtitles | وأصبحتِ كل ماحلمت أنّك ستصبحينه. |
| Yedi bin dolarla hayal ettiğin her şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | عندما تمتلك 7 ألاف دولار يمكنك فعل كل ما تحلم به |
| Muhakkak hayal ettiğin gibi biri değilim ama sen de bebek değilsin, tatlım. | Open Subtitles | قد لا أكون الام التي تتخيلينها عزيزتي ولكنك لست صغيره أرجو أنك فهمتيني |
| hayal ettiğin gibi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن هذا ليس ما تخيلتيه بأنه سوف يحدث |
| Nasıl, hayal ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | هل تخيلته هكذا؟ |
| hayal ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | هكذا تخيلته |
| Ama tek dizimin üstüne çöküp cebimden bir yüzük çıkarmadım, hayal ettiğin buysa. | Open Subtitles | ولكن من دون أنْ أجثو على ركـبتي مع خـــاتم في جيبي، إذا كان هذا ما تتخيله. |
| Çünkü hayal ettiğin şey gerçeğinden daha iyi olabilir. | Open Subtitles | لأن ما تتخيله قد يبدو أفضل عن الحقيقة |
| Bu tam olarak hayal ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | هل هذه اللحظه كما تخيلتها دائماً؟ |
| Onu kız öğrenci üniformasında hayal ettiğin zaman... Bırak, Louis. | Open Subtitles | ولو كنت تخيلتها في ملابس المدرسة |
| Burayı arkadaşlarınla 12 yaşında hayal ettiğin yere dönüştüreceğim. | Open Subtitles | سوف أجعل من هذه الأرض، المكان الذي حلمت أنت وصديقاتك بها حين كنتنّ تبلغن الـ12 سنة |
| Sen en çok hayal ettiğin yerdesin. | Open Subtitles | كنت في المكان الذي حلمت دائما. |
| Senin için hayal ettiğin her şeye kavuştun. | Open Subtitles | وأصبحتِ كل ماحلمت أنّك ستصبحينه. |
| Düşündüğün herşeye ve hayal ettiğin herşeye "hayır". | Open Subtitles | لا, لما تفكر به لا, لكل ما تحلم به |
| Sonra hayal ettiğin tüm kötü şeyler yaşanmaya başlayacak. | Open Subtitles | وحينها كل الاشياء السيئة التي تتخيلينها جميع ستحدث |
| Her şey hayal ettiğin gibi miydi? | Open Subtitles | أكان هذا ككل شيءٍ تخيلتيه ؟ |
| Uykudan uyanıp benim yaşadığım hayatı göğüslemek hayal ettiğin her şeyden daha fazla cesaret gerektiriyor. | Open Subtitles | إنها تتطلب أطنان من الشجاعة أن تصحى و تواجه حياتي أكثر من أي شيئ قد تحلم به |