Sadece böyle biri çıkman beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لكنني أشعر بخيبة أمل لأنني اكتشفت ما أنت عليه |
Bodnar'ın hakkından gelmeyecek olmamız beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أجل,أنا خائب الظن قليلا أنه ليس نحن من سنطيح ببودنار |
Kabul edilemez bir şey bu. Majesteleri beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | تصرف الملك كان غير ناضج وغير مقبول لقد خاب ظني بجلالته |
Şehir onu hayal kırıklığına uğrattı. Ben de hayal kırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | بل إنّ هذه المدينة أخذته وأنا أيضًا |
Delilah beni hayal kırıklığına uğrattı, berbat bir karşı cins zevki var. | Open Subtitles | أنا أشعر بخيبة الأمل حقاً بشأن دليلة ، هذا مذاقفظيع حقاً فى الجنس العكسى |
İtiraf etmeliyim ki bu sayı beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أعني, علي آعترف لك بهذا أشعر بخيبة أمل قليلة بشأن العدد. |
İlerlemedeki eksiklik beni iki katı hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | إنّني أشعر بخيبة أمل مُضاعفة من عدم وجود تحسّن. |
Açıkçası bana güvenmemen beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | في الحقيقة أشعر بخيبة أمل قليلة بأنك لا تثق بي |
Beni, sadece o hayal kırıklığına uğrattı. O da, seni otobüsün altına attığı için. | Open Subtitles | إن كنت خائب الظن في أحدهم فهو منه لفعله هذا بك |
Şu sihirli kılıç beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أنا خائب الظن قليلا في هذا السيف السحري |
Beni hatırlamaman, hayal kırıklığına uğrattı beynimin patentini almış olmanı göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | لقد خاب ظني لانك لم تتذكرني علما أنك قد امتلكت براءة الاختراع لعقلي |
Şehir onu hayal kırıklığına uğrattı. Ben de hayal kırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | بل إنّ هذه المدينة أخذته، وأنا أيضًا. |
Dürüst olmalıyım. Bu yaptığın beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لأصدقك القول أشعر بخيبة الأمل مما فعلته |
Kocam beni hayal kırıklığına uğrattı, o kadar. | Open Subtitles | وإنما أشعرُ بخيبة أمل من زوجي |
Evet, bizi hayal kırıklığına uğrattı. O olsaydı işimiz çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | كان ذلك مخيباً للآمال كانت الأمر سيكون أسهل . |
Beni hayal kırıklığına uğrattı. Tüm MSU'yu hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لقد خذلني ، لقد خذل الشرطة كُلها. |
Servetimin bizi ayırdığını sanman beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | انا اشعر بخيبة امل افترض ان ثروتي تقوم بتفرقتنا |
Flynn, neden Methar Lam'de hayal kırıklığına uğrattı? | Open Subtitles | لماذا خذلكم (فلين) في (ميتار لام)؟ |
Ama bir şey var ki bilim bizi bu hayvanların... ...sahip olduğu özgün kişilikleri... ...karşısında hayal kırıklığına uğrattı. | TED | و لكن إحدى الأشياء التي خذلنا فيها العلم هي الشخصية, - شخصية الحيوان - الشخصية الفريدة التي تملكها هذه الحيوانات. |
Bu kadar yeter Bay Maxence. Davranışınız beni son derece hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | يكفي أن نقول، أيها العم ماكسان تصرفك خذلني كثيراً |
belki de benim bir parçası olduğum sistem sizi hayal kırıklığına uğrattı. | TED | لكن ربما النظام هو من خيب ظنك والذي كنت أنا جزءاً منه. |