| Acaba şu kedi nerede? Büyük ihtimalle hayalete falan dönüşmüştür. | Open Subtitles | أتسائل أين ذهب القط الأحمق أو ربما تحول الى شبح |
| Bir hayalete dönüşmüştüm, insanların bir zamanlar bildikleri ve sevdikleri bir çocuğun silik hatırasına. | TED | أصبحت شبح ذكرى متلاشيه لفتى قد أحبه وعرفه الناس |
| Ne buldunuz? O kazanın sadece bir kaza olduğunu hayalete anlatamadık. | Open Subtitles | حسنا ً لم نستطع إقناع الشبح بأن الحادثة هي مجرد ذلك.. |
| Sanırım artık yanımda oturan hayalete soruların cevaplarını soracak duruma geldim. | Open Subtitles | . أعتقد إنني وصلت لـ مرحلة حيث أستطيع أن أسأل الشبح الذي بجانبي عني الإجابات |
| Eileen, bir hayalete aşık olmakla ilgili bana neler söyleyebilirsin? | Open Subtitles | الخلاصة يا إيلين أنكِ تخبرينني" " أنكِ تحبين شبحاً ؟ |
| Yani, gerçek şu ki ben hayalete dikkatli bakamadım | Open Subtitles | أعني , في الحقيقة أنني لم أنظر للشبح جيداً |
| Bir hayalete göre çok iz bırakmış. | Open Subtitles | بالنسبه لشبح فهو يترك الكثير من آثار الأقدام |
| Sohbetimizin ortasındayken odaya sanki hayalete benzer bir figür girerdi. | Open Subtitles | بينما كنا في خضم الحديث بدا وكأن شبحا يدخل الغرفه |
| 49. güne gelindiğinde prens verdiği sözü tutmak için hayalete dönüştü. | Open Subtitles | و كان ذلك اليوم هو اليوم ال 49 و من اجل ان يحافظ على وعده تحول الامير إلى شبح |
| Öyle her çıkagelen hayalete yardım etmek zorunda değilim. | Open Subtitles | لست بحاجة الى ان أساعد كل شبح يأتي أليّ مباشرة. |
| Eğer birbirimize sırtımızı dönmekle yarım kalmış işi olan bir hayalet arasında seçim yapacaksak üzgünüm ama paramı hayalete yatırırım. | Open Subtitles | إذا أمكننا الإختيار بين الإنقلاب على بعضنا أو لوم الامر على شبح ما مع أمور غير منتهية متعلقة بالأقلام |
| Dağınık saçlı hayaletten tokalı saçlı hayalete dönmüşsün işte. | Open Subtitles | لقد تحولتِ فحسب من شبح بشعر اشعث الي شبح مع شريطة شعر |
| Bunları başka bir hayalete yapabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | أتعتقدين أنك تستطيعي ممارسة تلك الحماقات على شبح أخر ؟ |
| Benimle gelebilmeni isterdim. Bu hayalete karşı seni yem olarak kullanabilirdim. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن ترافقنى، لكنت استخدمتك كطعم،ربمانجدهذا الشبح. |
| Bir hayalete aşık. Olmamış cinayetler görüyor. | Open Subtitles | إنها تحب الشبح و هي ترى جرائم لم تحدث أبداً |
| Bir hayalete aşık. Olmamış cinayetler görüyor. | Open Subtitles | إنها تحب الشبح و هي ترى جرائم لم تحدث أبدا |
| Herneyse,o patikada duruyor ve o hayalete bağırıyordum | Open Subtitles | لذا على اي حال ، انا سأظل على هذا المنوال أقوم بالصراخ في هذا الشبح |
| Beni bir hayalete çevirdin. Ya ben aynısını sana yapsaydım? | Open Subtitles | أنتي جعلتيني شبحاً ماذا إذا فعلت نفس الشئ لكي؟ |
| Bu sabah nahoş bir hayalete rastladım. | Open Subtitles | لقد قابلت شبحاً بغيضاً هذا الصباح |
| Sadece hayalete ve ailelere ne olacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | انا فقط لا اعرف مالذي سيحصل للشبح او عائلتاها |
| Uluslararası çağrı yapma hakkı olan bir hayalete dair aklıma gelen hiçbir açıklama yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك أي تفسير يمكنني أن أفكر فيه لشبح مع خط مكالمات دولية. |
| Derler ki söze dökülmeyen her düşünce... küçük bir hayalete dönüşür. | Open Subtitles | التفوه بالافكار التى تدور فى خلدهم تصبح شبحا صغيرا |
| Bir hayalete kızdığın için böyle. | Open Subtitles | فهذا يحدث عندما تكون على إتصال بشبح عائد للإنتقام. |
| Çok sevmek ve yeterli cesaret sahibi olmamak beni hayalete çevirdi. | Open Subtitles | أنا أعاني كثيراً من الحب، وقليل من الشجاعة يجعلاني كشبح |