| Bu müessesenin müdürü olarak kesinlikle buranın hayaletli olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | بصفتي مديراً لهذا الفندق الجميل أؤكد لكما بأنّه مسكون فعلاً |
| Tek şartı bir gecenizi hayaletli evde geçirmeniz. | Open Subtitles | الشرط الوحيد هو أن تقضوا ليلة واحدة في منزل مسكون بالأشباح |
| Sen kesinlikle, hakikaten, tanıdığım en salak hayaletli aşk test edicisin! | Open Subtitles | أنت بلا شك أغبى جهاز مقياس حب مسكون قابلته في حياتي! |
| Komşu çocukları bu evin hayaletli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | اطفال الحي يعتقدون ان هذا المنزل مسكوناً |
| Çünkü kedi güvenilemeyecek bir tanık. Merak etme, en iyi arkadaş kontratındaki hayaletli Ev maddesine baktım, canım. | Open Subtitles | لا تقلقي، تفقدت بند البيت المسكون بعقد الصداقة المخلصة |
| Artık hayaletli bir tımarhane yok, tamam mı? | Open Subtitles | لا مزيد من المستشفيات المسكونة , موافقان؟ |
| Eğer birileri hayaletli diyorsa, oraya girme. | Open Subtitles | عندما يقول أحدهم أن المكان مسكون لا تدخلي |
| Bina hayaletli gibi sorular soruyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما تساءلان أسئلة كما لو أن المبنى مسكون |
| Bu müessesenin müdürü olarak kesinlikle buranın hayaletli olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | كمدير لهذا الفندق الجميل أؤكد لكما بأنّه مسكون فعلاً |
| Bu yer hayaletli mi diye hep merak etmişimdir. Bu mümkün. | Open Subtitles | لطالما فكرت أن هذا المكان مسكون لا بد أنه كذلك |
| Birkaç hemşire buranın hayaletli olduğunu sanıyormuş. | Open Subtitles | عـدة ممرضات أخريات أعتقدنا أن المكان مسكون |
| Yalnız bilmen gerek. Ormanın o kısmının hayaletli olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يجب أنْ تعرف ما يقال عن ذلك الجزء مِن الغابة بأنّه مسكون |
| Shelby, hayaletli olduğunu düşündüğü için burayı terk etti. | Open Subtitles | أتعلمي كيف تركت شيلبي هذا المكان لأنها أعتقدت بأنه مسكون |
| Kendi kendime diyorum ki hayaletli evde yaşamak bu olsa gerek. | Open Subtitles | تتحرك بالطابق الأعلى، أفكر هل هذا هو شعور أن تحيا بمنزل مسكون بأخرين |
| hayaletli yerlerde gece boyunca dururum. Hiçbir şey hayaletli falan çıkmadı, şimdiye kadar, tamam mı? | Open Subtitles | أنا أمكث خِلال الليل في أماكن مسكونة لم تكُن أي منها مسكون أبداً في الحقيقة, |
| Binasının hayaletli olduğunu söyleyen bir adam bugün işyerinde bana geldi. | Open Subtitles | أتى رجل لرؤيتي بمكان عملي ليخبرني بأن مبناه مسكون |
| Standart hayaletli bir bina. Hayır! Bu, bina olmasından öncesi. | Open Subtitles | ـ حسنًا، إذًا أنه مبنى مسكون تقليدي ـ لا، هذا حتى قبل أن يكون مبنى |
| Öyle bir adamda kesinlikle hayaletli bir ev yaratma yeteneği var. | Open Subtitles | رجل يتمتع بهذه المهارات لتجهيز منزل مسكون |
| Biliyor musun, buranın hayaletli olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | تعلم , لقد قرأتُ أنّ هذا المكان من المفترض أن يكون مسكوناً بالأشباح |
| hayaletli ev fenomeni hep bir yerle ilişkilidir. | Open Subtitles | ظاهرة المنزل المسكون مرتبطة دائماً بمكان |
| Şehir dışında bir hayaletli ev yönetiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أدير أحد المنازل المسكونة بالأشباح |