| Marshall'ın yadigârı o kadar da küçük değildi, ama şirketleştirilmiş bir dünyanın içine itildikçe ve çevresini kurtarma hayalinden uzaklaştıkça, o Fiero'ya daha da sıkı tutundu. | Open Subtitles | تذكار مارشال لم يكن صغيراً جداً ولكن كلما وجد نفسه مدفوعاً إلى عالم الشركات وبعيداً عن حلمه بالمحافظة على البيئه |
| - Ondan ve dünya üzerindeki en gelişmiş uyku sistemini yaratma hayalinden vazgeçerek mi? | Open Subtitles | بأن نتخلى عنه وعن حلمه في إختراع أحدث نظام نوم في تاريخ البشرية؟ |
| Onunla hayalinden vazgeçmesi konusunda yüzleşince fena halde paraya ihtiyacı olduğu için soyunduğunu söyledi. | Open Subtitles | عندما واجهته بشأن تخلّيه عن حلمه قال أنّه متعرٍّ لأنّه كان يائساً جداً من أجل الحصول على المال |
| Bubba, Phil gibi olma hayalinden vazgeçmişti. | Open Subtitles | بوبي إستسلمَ حلمه عند وجود فِل. |
| Restaurant açma hayalinden bahsediyordu. | Open Subtitles | وقد تحدّث عن حلمه إفتتاح مطعم |
| Gaudi hayalinden hiçbir zaman vazgeçmemişti ama işler her zaman böyle gitmez. | Open Subtitles | ،غاودي) لم يتخلى عن حلمه) لكن الأمر عادةً لا ينتهي هكذا |
| Bütün bunların yanında Martin Luther King kendi hayalinden bahsetti. | Open Subtitles | عبر الوقت، (مارتن لوثر كينغ) تحدث عن حلمه. |