Buraya hayatımın aşkının sahip olduğu lokantaya zarar vermenizi önlemek için sizi durdurmaya geldim. | Open Subtitles | لم آت لأواجه أي موسيقى أتيت لأمنعكم من إيذاء المطعم و الذي تصادف أن تملكه حب حياتي |
Eğer, ismi şu anda aklıma gelmeyen hayatımın aşkının üzerine konmayı ve çalmayı düşünüyorsan, yanılıyorsun. | Open Subtitles | ولكن إن كنتَ تظن أنكَ ستقوم بسرقة حب حياتي مني والتي نسيت أسمها الآن فإنكَ مخطئ |
Peki sana hayatımın aşkının burada duran adam olduğunu söylesem? | Open Subtitles | و ماذا إن أخبرتك بأن حب حياتي هو هذا الرجل الذي يقف هنا ؟ |
Galiba benim dönüm noktam hayatımın aşkının... | Open Subtitles | اعتقد أن نقطة التحول لي كانت عندما قامت حب حياتي... |
Ayrıca hayatımın aşkının yerime başkasını seçtiğinin farkındayım. | Open Subtitles | مدركاً أن حب حياتي ...اختار غيري |
hayatımın aşkının Fransa'ya geri dönüşüne, ve bir daha asla dönemeyecek olması ihtimaline.. | Open Subtitles | حسناً، حب حياتي سيعود إلى (فرنسا)، وربما لن يكون بإمكانه العودة أبداً |
Bak hayatımın aşkının, gecenin 2.43'ünde, bal kabağı kostümü içinde sihirli bir şekilde şu kapıdan geçme olasılığının ben de farkındayım ama sonuçta başka yerde olduğu gibi burada da oturup bekleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أن إحتمالات أن تأتي حب حياتي من خلال هذا الباب في زيّ اليقطينة في الـ (2: |
Bak hayatımın aşkının, gecenin 2.43'ünde, bal kabağı kostümü içinde sihirli bir şekilde şu kapıdan geçme olasılığının ben de farkındayım ama sonuçta başka yerde olduğu gibi burada da oturup bekleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أن إحتمالات أن تأتي حب حياتي من خلال هذا الباب في زيّ اليقطينة في الـ (2: |
Orası benim hayatımın aşkının yaşadığı yer, | Open Subtitles | انه مكان حب حياتي |