"hayatımın kalanını" - Translation from Turkish to Arabic

• بقية حياتي
• باقي حياتي

"Bu kadın Hayatımın kalanını paylasacagım kişi" demek mesela.
هذه المرأة هي التي سأقضي بقية حياتي معها

Hayatımın kalanını burada geçirebilirim.
أنا سعيد لأعيش بقية حياتي في الأعلى هنا، شكرا

Hayatımın kalanını bilmiyorum, ama şu anda yalnız olmayı dilediğimi adım gibi biliyorum.
لا أعرف شيئاً عن بقية حياتي و لكنني أؤكد لك بشدة بأني أريد أن أكون وحيدة الأن

Ardından, bildiğim tek şey, Hayatımın kalanını bu konuşmanın tam ortasında geçirmek istediğimdi.
الشئ الآخر الذي عرفته , أردت أن أقضي بقية حياتي في منتصف تلك المحادثة

Hayatımın kalanını hayallerinden vazgeçmiş biriyle geçirmek istemiyorum.
لا أريد قضاء باقي حياتي مع رجل تخلى عن أحلامه،

Böyle gecelerde Hayatımın kalanını geçireceğim bir adam bulduğum için ne kadar şanslı olduğumu anlıyorum.
انها ليالي كهذه جعلتني ادرك كم انا محظوظة لأني وجدت الرجل الذي ان اقضي بقية حياتي معه

Ve kendime bir eş bulup Hayatımın kalanını onunla burada geçireceğim.
وسيكون لي رفيقة ، والعيش بقية حياتي معها هنا

Hayatımın kalanını birlikte geçirmek istediğim kadın o.
فهي المرآة التي أرغب بقضاء بقية حياتي معها

Kısa da olsa, Hayatımın kalanını seninle yaşamak istiyorum.
أريد أن أقضي بقية حياتي معكِ حتى لو كانت مدة قصيرة

Hayatımın kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum. Ama bunca şeyin artık birbirine uyması çok zor olmaya başladı.
وأريد قضاء بقية حياتي معكِ، الأمر أنهُ كان من الصعب عليّ إستيعاب تلك الأمور.

Hayatımın kalanını bir adamın mükemmel egosunu besleyerek geçiremem.
لا اقدر ان اقضي بقية حياتي وانا البي غرور احد الرجال

- Kötü bir seçim yüzünden Hayatımın kalanını mahvetmem mi gerekirdi?
هل هذا صحيح؟ أيفترض أن أقضي بقية حياتي بالسجن بسبب حظاً عاثر واحد؟

Hayatımın kalanını bira doldurarak ve kavga ayırarak geçirmek istiyorum mu sanıyorsun?
أوتعتقد أنني أود إمضاء بقية حياتي وأنا أصب الخمر وأفض الشجارات؟

2. sebebi, sevdiğim adam ve Hayatımın kalanını yaşamak istediğim kişi Los Angeles'ta yaşıyor
حسنا، والسبب الثاني لأن الرجل الذي أحب وأريد أن أقضي بقية حياتي مع يعيش في لوس أنجليس.

Artık Hayatımın kalanını başka birine dokunmaktan korkarak geçireceğim.
والآن، سأقضي بقية حياتي خائفة أن ألمس بشري.

Hayatımın kalanını korkarak ve saklanarak geçiremezdim. Ve gerçekten bir şeyler yapmak zorunda olduğumu fark ettim.
لا أستطيع قضاء بقية حياتي خائفة ومختبئة وأنه ينبغي عليّ فعلا القيام بشيء .

Hayatımın kalanını hücrede geçiririm.
سأقضي بقية حياتي في الحبس الانفرد

"Hayatımın kalanını kahrolası bir römorkörde geçirmek istemiyorum!"
"لا أريد إمضاء بقية حياتي على متن قارب بخاري لعين" أتفهم ما أقول

Ona Foyet'i yakalayacağımı ve Hayatımın kalanını bunu telafi ederek geçireceğimi söylemiştim.
(أخبرتها بأنني سأمسك بـ (فوييت وأمضي بقية حياتي أعوضها ما حرمتها منه

Hayatımın kalanını Van'e kakacı cadı avında yardım etmeye harcamak istemiyorum.
لا اريد ان اقضي باقي حياتي اساعد ڤان مع مشاكله السخيفة لذلك احاول ان احصل على ماجستير في إدارة الأعمال

Herkese dünyanın en mükemmel kızını bulduğumu ve Hayatımın kalanını onunla geçirmek istediğimi söylemek istediğim için affet.
سامحيني على اني اريد أن اقول للعالم بأني وجدت الفتاة المثالية وأني أريد أن أقضي باقي حياتي معها