"hayatımızdaki" - Translation from Turkish to Arabic

• حياتنا
• بحياتنا
• حياتِنا
• نعمك
• لنا علي الإطلاق

Ve bu bizim için hayatımızdaki bu gücün bir çeşit uyanışı.
ولذلك كان في الأمر نوع من إيقاظ هذه القوة في حياتنا.

Biz sadece evrenin bize hayatımızdaki olumsuzluklardan kurtulmamız için verdiklerini kulanıyoruz.
نأخذ فقط ما منحنا الكون لنتخلص من القوى السلبية في حياتنا

Bu özünde bizim hayatımızdaki şeylerle olan ilişkimizin değişimi.
إنه في الأساس تحول رئيسي في علاقتنا مع الأشياء المحيطة بنا في حياتنا

İklim değişikliği. hayatımızdaki, çevremizdeki ve gezegenimizdeki stresi azaltmaya çalışıyoruz.
يتغير الطقس ونحاول أن نقلل التوتر في حياتنا الشخصية وفي مجتمعاتنا وفي كوكبنا.

Pisliklerden değil, hayatımızdaki güzel şeylerden bahsetmeliyiz.
اللحظات الجميلة القليلة بحياتنا لا السيئة

Ve onu gördüğüm zaman -- şoka uğradım, korkunç bir şok, ve kelimenin tam anlamıyla hayatımızdaki en kötü patlama olmasına rağmen, biz intikam yanlısı olmadık.
و عندما رأيته و بالرغم من الصدمة الصدمة المريعة و الانفجار المريع في حياتنا ,حرفيا لم نكن انتقاميين

Ben ve tabii ki hepimiz, hayatımızdaki bu büyük kararlardan oldukça sorumluyuz.
.. انا . .و جميعنا اليوم مسؤولون عن معظم القرارات الكبيرة التي تواجهنا في حياتنا

Şimdi bunun günlük hayatımızdaki etkilerini bir düşünün.
الان فكرو في التاثير الذي سوف يطرأ على حياتنا اليومية

Doğruyu gerekli olduğu zaman kullanıyoruz, bazen çok iyi nedenler için, bazen de yalnızca hayatımızdaki boşlukları anlamadığımız için.
نحللها على أساس الحاجة، أحيانا لأسباب جيدة جدا، وأحيانا أخرى لآننا لا نفهم الفراغ في حياتنا.

hayatımızdaki tek değişmez şey değişimdir.
الشيء الوحيد الثابت في حياتنا هو التغيير.

Böylece, o zaman, ikonlar hakkındaki abartıyı, ve Diana ve Marilyn'i ve ünlülerin hayatımızdaki önemini keşfediyordum.
لذا كنت اتفحص, في الوقت, المغالاة في الرموز, وديانا و مارلين, واهمية المشاهير في حياتنا

Beckett bize, tıpkı günlük hayatımızdaki şeyler gibi sahnedeki dünyanın da her zaman anlamlı olmadığını hatırlatır.
بيكيت يذكرنا بأن، مثل حياتنا اليومية، عالمَ المسرح ليسَ منطقيًا بشكل دائم.

ama bana doğru yaptık gibi geliyor, çünkü hiçbir başarı veya hedef bizi hayatımızdaki zor zamanlar kadar değiştiremez.
لكنني أشعر بالرضا التام؛ لأن أصعب لحظات حياتنا تُغيّرنا أكثر من أي هدف قد نحققه.

Günlük hayatımızdaki zorluklar da bazen aynı şekilde yineleyici ve saçma görünse de onları kendimizin olarak benimseyerek önem ve değer veriyoruz.
وحتى لو بدت الصراعات اليومية في حياتنا متكررة وساخرة بنفس القدر أحيانًا، فإننا وبتقبلها، لا نزال نولها أهمية وقيمة.

O yüzden son beş yıldır bir işletme ve psikoloji profesörü olarak ekranların hayatımızdaki etkisi üzerine çalışıyorum.
لذلك على مدى السنوات الخمس الماضية، كأستاذ في مجال الأعمال وعلم النّفس، كنت أدرس تأثير الشاشات على حياتنا.

Serginin en önemli konularından biri - bugün hayatımızdaki tüm diğer şeyler gibi, buna birçok farklı noktadan bakabiliriz, ve farklı seviyelerden.
واحده من أهم المواضيع في العرض، كما تعلمون كأي شئ في حياتنا اليوم نستطيع أن نراها من عدة وجهات نظر مختلفة وعدة مستويات

Ama çoğumuz ölümü kabullenmeyi, onun için plan yapmayı ve hayatımızdaki önemli kişilerle onu tartışmayı istemeyiz.
لكن معظمنا لا يريدُ تقبّل الموت، لا نرغبُ في التخطيط له، ولا نريد نقاش الموت مع أهم الأشخاص في حياتنا.

Seks hayatımızdaki rolumün sıradanlaştırılmasını duyduğum için şaşkınım.
انا مندهشه لسماعك تقلل من دوري في حياتنا الجنسيه

Sonunda hayatımızdaki her şey düzene girdi.
أخيراً كل شئ في حياتنا متوازن بشكل مثالي

Gördünüz çocuklar. hayatımızdaki büyük şeylere neden olan bir sürü küçük şey vardır.
والآن بما أنكما فهمتموها ، فإن الأسباب الصغيرة هي" "سبب حدوث الأشياء الكبيرة بحياتنا

- hayatımızdaki bu yeni bölüm için heyecanlıyım.
وأَنا فرح بخصوص هذا الفصل الجديد في حياتِنا

Tanrım, hayatımızdaki tüm nimetler için sana şükranlarımızı sunuyoruz.
نحمدك يا الله لكثرة نعمك علينا

Bu hayatımızdaki en önemli görev olabilir.
ربما كان هذا أكبر تحدي لنا علي الإطلاق