hayatının geri kalanını hapiste geçirmek için Çin Hükümetine teslim edilmek üzereydi. | Open Subtitles | كان على وشك أن يتم تسليمه إلى الحكومة الصينية ليقضي بقية حياته بالسجن |
Baban mahkum edilirse hayatının geri kalanını hapiste geçirecek. | Open Subtitles | إذا أثبتت إدانة والدكِ، سوف يقضي بقية حياته بالسجن. |
hayatının geri kalanını hapiste geçiremezdi. | Open Subtitles | لم يستطع مواجهة قضائه بقية حياته بالسجن |
Çünkü seni yakaladığım zaman hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | لاني عندما أقبض عليك ستقضي بقية حياتك بالسجن |
Sen buradasın, arkadaşın ölmüş sen de hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | لأن هاهنا أنت, وصديقك ميّت وستقضي بقية حياتك بالسجن |
Ama bu, hayatının geri kalanını hapiste geçireceğin gerçeğini silemeyecek | Open Subtitles | لكن ذلك لن يمحو حقيقة الواقع في أنك ستمضي بقية حياتك في السجن |
Bu anlaşmayı yapmazsan hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | بدون هذه الصفقة، ستمضي بقية حياتك في السجن |
Ve bu yüzden hayatının geri kalanını hapiste geçirecek. | Open Subtitles | ومن أجل ذلك ، سيقضي بقية حياته بالسجن |
O ölü olacak, sen de hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | لو تبّن أنها ميّتة. ستمضي بقية حياتك بالسجن |
hayatının geri kalanını hapiste geçirecek olman buna değecek mi Jill? | Open Subtitles | هل قضائكِ بقية حياتك في السجن سيُساويه، جيل؟ |
hayatının geri kalanını hapiste geçirmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين أن تقضي بقية حياتك في السجن |
hayatının geri kalanını hapiste geçirmekten iyidir. | Open Subtitles | إنه أفضل من إنفاق بقية حياتك في السجن |