Hayatının kalanını bu kadın için riske atmak istediğine emin misin? | Open Subtitles | هل ترغب في رهن بقية حياتك من أجل هذه المرأة ؟ |
Ama Hayatının kalanını Chino'da geçirmek istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أظن أنك تريدين بقية حياتك داخل السجن. |
Ya da şanslıysan Hayatının kalanını hapiste geçirirsin. | Open Subtitles | او لو كنت محظوظ سوف تقضي بقية حياتك بالسجن |
Şimdi Jason hapiste ve sanırım Hayatının kalanını hapse girip çıkmakla geçirecek. | Open Subtitles | الان جيسون في السجن وهو من المحتمل ان يبقى يخرج ويدخل السجن بقية حياته |
Hayatının kalanını hapiste geçirmek istemiyorsan. Soruma yanıt vereceksin. Onu sen mi öldürdün? | Open Subtitles | إلا إذا أردت أن تقضي باقي حياتك في السجن أجب السؤال التالي |
Bir de üstüne eşofman giy ve Hayatının kalanını Applebee'de geçir. | Open Subtitles | من الافضل لو تضع بنطال وتذهب لمحل فطائر التفاح لبقية حياتك! |
Şidi eğer onu bulursak Hayatının kalanını parmaklıklar arasında geçirecek. | Open Subtitles | الآن، إن عثرنا عليها، فإنها ستقضي بقية حياتها خلف القضبان |
Onunla evlenip Hayatının kalanını birlikte geçirmeyi hayal edersin. | Open Subtitles | تظن انك تريد ان تتزوج بهم وتقضي بقية حياتك معهم |
Ne yani, Hayatının kalanını hiç gülümsemeden mi geçireceksin? | Open Subtitles | ماذا؟ هل ستمضى بقية حياتك بدون أن تبتسم؟ |
Hayatının kalanını parmaklıklar arkasında geçirmek istemiyorsan bana her şeyi anlatmalısın. | Open Subtitles | إن أردت تجنب قضاء بقية حياتك خلف القضبان |
Hayatının kalanını bir piçle harcamak zorundaysan farklı | Open Subtitles | الا اذا كنتى تريدى قضاء بقية حياتك مع وغد |
İlk olarak diski bana vereceksin aksi halde öyle yerlerine sıkarım ki seni öldürmez ama Hayatının kalanını keşke öldürseydi diyerek geçirirsin. | Open Subtitles | لكن أولاً ستعطيني القرص المدمج و إلا سأضع الرصاصات في أماكن لن تقتلك لكنها ستجعلك تقضي بقية حياتك تتمنى لو قتلتك |
En iyi ihtimalle, Hayatının kalanını askeri hapishanede geçireceksin. | Open Subtitles | في أفضل الحالات ستمضي بقية حياتك في سجن ليفينسورث |
Gözüme bakıp... o kadınla Hayatının kalanını geçirmekten... mutlu olabileceğini söyleyebilir misin bana? | Open Subtitles | و ان تخبرني أنك ستكون سعيدا بإمضاء بقية حياتك مع تلك الإمرأة؟ |
Hayatının kalanını bu insanla geçirmeyi seçersen... onunla ne kadar şey paylaşacağına karar vermen gerekir. | Open Subtitles | أعني، إن اخترت قضاء بقية حياتك مع هذا الشخص، حينها عليك أن تقرر كم ستشارك معها. |
Peki Hayatının kalanını ne yaparak geçireceksin? | Open Subtitles | حسناً، حسناً، ماذا ستفعلين في بقية حياتك ؟ |
Evinden kanımı, arabasında parmaklarımı bulacaklar ve Hayatının kalanını hapiste geçirecek tabii sen beni gördüğünü söylemezsen. | Open Subtitles | سيجدو دمي في بيته وأصابعي في السيارة وسيمضي بقية حياته في السجن إن قلت أنك لم ترينني |
Sonra ülkeden kaçtı; çünkü Hayatının kalanını hapishanede geçirmek istemedi. | Open Subtitles | وبعدها هرب من الدولة لأنه لم يرد أن يقضي بقية حياته في السجن. |
Yüzbaşı Hayatının kalanını annenle mi geçirmek mi istiyormuş? | Open Subtitles | الكابتن يرغب أن يقضي بقية حياته مع أمك؟ |
Hayatının kalanını hapiste geçirmeyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | و أنت لا تستحق أن تقضي باقي حياتك في السجن. |
Eğer o tetiği çekersen, Hayatının kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | إذا كنت سحب هذا الزناد، سوف تذهب إلى السجن لبقية حياتك. |
Ama bu normal, o Hayatının kalanını yalnız geçirmek istemiyor. | Open Subtitles | لكنه في العادة، لن تقضي بقية حياتها وحيده. |
Yani Hayatının kalanını mahvetmek için yeni yollar icat edeceğim. | Open Subtitles | لذا سأخترع وسائل جديدة لكي أدمر ما تبقى من حياتك |
Hayatının kalanını hapiste mi geçirmek istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد قضاء بقيّة حياتك في السجن؟ |