Ama evlendiğimizden beri ilk kez hayatlarımız için endişe ediyorum. | Open Subtitles | لكن هذه المرة الأولى منذزواجنا, التي أخاف حقاً على حياتنا, |
O saçma, aptal kurallar sayesinde hayatlarımız bu kadar güzel! | Open Subtitles | جنوني وقواعدي الغبية هي سبب معيشتنا بشكل جيد في حياتنا |
Ortakyaşamları taşımaya devam ettiğimiz sürece hayatlarımız Goa'uld'a bağımlı olacak. | Open Subtitles | طالما أننا نحمل السمبيوت فنحن نعتمد على الجواؤلد في حياتنا |
Eğer bir lakap bulamasaydım hayatlarımız bize bağışlanabilirdi. | Open Subtitles | لو لم أفكّر في كنية، لربما اُنقذت كل حيواتنا |
Sen neden bahsediyorsun? Kıçımızı kurtarmaktan bahsediyorum. hayatlarımız değerli, Ellen. | Open Subtitles | أتكلم عن إنقاذ أرواحنا لدينا الكثير لنعيش من أجله "آلين" |
180 sayılı uçaktan indikten sonra sadece bizim hayatlarımız değişmedi. | Open Subtitles | كلنا هنا مررنا بتجربة الطائرة 180 أعتقد أنها ستغير حياتنا |
hayatlarımız sadece amaçtan ibaret değildir. Ara sıra kendimizden zevk almaya izinliyiz. | Open Subtitles | حياتنا ليست فقط عن الوظيفة بليسمح لنا التمتع بأنفسنا في بعض الأحيان |
hayatlarımız devam ettiği ve senin de artık ilgi merkezi olmadığın için mi? | Open Subtitles | لماذا هذا ؟ لا, حياتنا مستمره وأنك لم تصبحي محور الإهتمام بعد الأن؟ |
Şu mantıklıdır ki, bu dünyada var olan bizler, hayatlarımız süresince sezgisel olarak bu ilişkileri absorbe etmekteyizdir. | TED | انها ترتكز على المسببات التي نرتكز عليها نحن في هذه الحياة والتي تحدد منحى حياتنا ونحن تمتلك ادراك حسي لتلك العلاقات |
Tüm hayatlarımız boyunca, bilim kurgunun teorik görüntülerinden, sanatçıların ilham verici hayal güçlerine, karmaşık teknolojilerle mümkün kılınan güzel resimlere kadar, uzayın görüntüleriyle kuşatıldık. | TED | نحن محاطون بصور للفضاء طوال حياتنا, بداية من الصور التأملية للخيال العلمي إلى التصوير ملهم للفنانين إلى الصور التي تزداد جمالاً بفضل تكنولوجيات معقدة. |
hayatlarımız aygıtlar ve akıllı cihazlar etrafında dönüyor. | TED | تدور حياتنا حول أجهزتنا، الأجهزة الذكية وأكثر من ذلك. |
Yani kendi hayatlarımız içinde devamlılık garantisi veren bir sisteme sahibiz.Ben buna günden güne yaşadığımız | TED | لذلك لدينا نظام مدمج داخل حياتنا يضمن شيئا من الاستمرارية. |
Ama hayatlarımız daima bir dengeleme çalışması olmaya devam edecek, acının daha az, güzelliğin daha çok olduğu. | TED | لكن حياتنا دائما وابدا ستستمر لتكون فعلا متوازنا الذي يرفض الألم ويقبل الجمال. |
Önce, Sanayi Devrimi bize makineleri ve fabrikaları, tren yollarını, elektriği, hava yolcuğunu getirdi; ve hayatlarımız bir daha eskisi gibi olmadı. | TED | أولا، الثورة الصناعية جلبت لنا الآلات، والمصانع، والسكك الحديدية والكهرباء، والسفر عن طريق الجو وتغيرت حياتنا كثيرا |
hayatlarımız ne kadar daha iyi olurdu? Ülkemiz ne kadar kadar iyi olurdu? | TED | كم ستكون حياتنا أفضل؟ كم ستكون بلادنا أفضل؟ |
hayatlarımız daha fazla dijital hâle geldikçe, duygularımızı geri kazanmak için, cihazlarımızı kullanmayı frenlemeye çalışarak beyhude savaş veriyoruz. | TED | وبينما تصبح حياتنا رقمية أكثر فأكثر، فإننا نخوض معركة خاسرة بمحاولتنا للحد من استخدام الأجهزة من أجل المطالبة بمشاعرنا. |
Onun kemik ağrıları ve yorgunluğu üzerinde çalışırız. Ama zamanın çoğunu onun hayatını yüksek sesle düşünerek geçiririz -- gerçekten, hayatlarımız hakkında. | TED | نعمل على ألم عظامه واعيائه لكن نقضي أكثر الوقت نفكر بصوت عالي سوية حول حياته حقاً, عن حياتنا |
Çoğunlukla hayallerimiz, belirsiz bir gelecekte bölümlere ayrılmış saplantılara dönüşüyor. Bu, şu anda hayatlarımız için hazır olma kabiliyetimizi yok ediyor. | TED | في الأعم الأغلب تصبح أحلامنا مُجَزَئَة ومُعَلَقة بوقت ما في المستقبل وهذا يدمر قدرتنا على أن نعيش حياتنا في اللحظة الحاضرة. |
Kilisemizin rahibi hep der ki: hayatlarımız aynı nehre akan dereler gibidir. | Open Subtitles | قسيسي كان يقول دائماً حيواتنا هي ينابيع تجري لنفس النهر |
Annenle benim uyuduğumuz vakitler olacak. Dümeni kontrol etmen gerek. hayatlarımız senin elinde olacak. | Open Subtitles | فى الأوقات التى ننام فيها أنا و والدتك نريدك أن تعتني بالمنزل، أرواحنا بين يديك. |
Eğer ailelerimiz gerçek bir çift olursa hayatlarımız nasıl iğrendirici bir şekilde karmakarışık olur, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كيف كمية القرف المتشابكة بحياتنا ستكون لو والدينا أصبحوا على علاقة حقيقة |
Ve şimdi, işte yine buradayız ne zaman döneceğimizi bilmeden hayatlarımız için kaçıyoruz. | Open Subtitles | و الآن نحن هنا مجدداً نركض لحياتنا و لا نعلم متى سنستعيد قوتنا |
Joey benim en iyi arkadaşımdı hayatlarımız farklı yollara gittikten sonra bile. | Open Subtitles | لقد كان صديقي المُقرّب، بعد فترة طويلة من افتراق حياتينا بإتّجاهات مُنفصلة. |
Biz ortağız. hayatlarımız, birbirimizi korumamıza bağlı. | Open Subtitles | نحن شركاء وحياتنا تعتمد على أن نكون حمائيين لبعضنا البعض |