"hayattaydı" - Translation from Turkish to Arabic

    • قيد الحياة
        
    • حية
        
    • حياً
        
    • حيّة
        
    • حيًا
        
    • حيّةَ
        
    • قيد الحياه
        
    • كان حيا
        
    • الحياة عندما
        
    • كان حيّاً
        
    • ترزق
        
    • حيا عندما
        
    Ve size yemin ederim ki ben giderken hala hayattaydı. Open Subtitles وأنا أقسم لك، وقالت انها على قيد الحياة عندما غادرت.
    işte burada Hyun Sook ile tanıştığımız akşam Annesi hayattaydı TED وهذه هي الليلة الأولى التي قابلت فيها أون سوك. كانت أمها ما تزال على قيد الحياة.
    Diyelim ki Sara hayattaydı... ve diyelim ki gerçekten onu birisine verdi. Open Subtitles لنقول أن سارة ما زالت حية ، وأنه بالفعل أعطاها لشخص ما
    Öyleyse kendinden geçmişti, ama muhtemelen arabaya bağlandığında hala hayattaydı. Open Subtitles إذاً ربما كانت فاقدة الوعي لكن ربما كانت حية عندما قيدت في السيارة
    Tabii o sırada hayattaydı ama o yüzden sabah kahvemi içemedim. Open Subtitles أعني عندما كان حياً ولم يتسن لي وقت لاحتساء قهوتي الصباحية.
    Keith de onun yanıbaşındaydı... ve hala hayattaydı, sanki Keith'i Jimmy öldürmemiş gibiydi. Open Subtitles وكيث كان يقف بجانبه وكان لايزال حياً وكأن جيمي لم يقتل كيث
    Arabaya geldiğinizde o hâlâ hayattaydı. Open Subtitles هي ما زالَتْ حيّة عندما وَصلتَ إلى السيارةِ.
    Ailem o zamanlar hayattaydı. Open Subtitles والداي كانا ما زالا على قيد الحياة عندما تزوجته.
    O zamanlar annem hala hayattaydı. Open Subtitles كانت ما تزال على قيد الحياة في ذلك الوقت
    O zaman anneannen hayattaydı. Ciro hala buradaydı, okula gidiyordu. Open Subtitles كانت جدتك على قيد الحياة سيرو كان يذهب إلى المدرسة من المنزل
    Ben saat dokuzda ayrıldım. Kesinlikle hayattaydı. Open Subtitles لقد غادرت في الساعة التاسعة و كان على قيد الحياة حينها
    Evet biz ayrıldığımızda o hala hayattaydı. Open Subtitles أجل، حين غادرنا، كانت الخائفة على نفسها حية ترزق.
    O sırada hayattaydı. Open Subtitles نعم لقد كانت حية في ذلك الوقت 709 00: 17: 07,349
    Kadın hayattaydı, hatta halen hayatta. Open Subtitles على إمرأة كانت حية و في الواقع لا زالت حية
    Bir kar tepeciğine düşmüştü, bacağını kırmıştı ama hâlâ hayattaydı. Open Subtitles و أنها سقطت على كومة ثلجية ، وكُسرت ساقها لكن كانت ما زالت حية
    Adam beni bıraktığında hayattaydı, ...tek söyleyebileceğim bu. Open Subtitles كان الرجل حياً و بصحة جيدة حين أنزلني و هذا كل ما سأقوله
    Dün gece o evde bulunan kişilerden biri hayattaydı. Open Subtitles أحد الأشخاص الذين قابلتهم بالمنزل الليلة الماضية ، كان حياً
    En azından bir saat önce hayattaydı. Open Subtitles إنه، لقد كان حياً قبل ساعة أوأقل حسنا ، اسمع
    Ama, aşağı düştüğünde hala hayattaydı. Open Subtitles لكنها كانت لاتزال حيّة عندما وصلت الى القاع
    - Buraya geldiğimde çocuk hala hayattaydı. - Ne? Open Subtitles الفتى ما زال حيًا عندما قدمت إلى هنا - ماذا؟
    Hayır. Bakın ben ordan ayrıldığımda kadın hala hayattaydı. Open Subtitles النظرة، عندما تَركتُ هناك، هي كَانتْ حيّةَ.
    Cinayete teşebbüsten yargılanınca anladım ki Jackie hala hayattaydı. Open Subtitles وعندما تم اتهامي بالشروع في جريمة قتل عرفت حينها ان جاكي مازال علي قيد الحياه
    Bence havuza düştüğünde hala hayattaydı. Open Subtitles ثم وقت له هنا قرب حوض السباحة أعتقد بأنه كان حيا عندما غطس في حوض السباحة.
    hayattaydı ve aniden haykırdı ve sonra ölmüştü. Open Subtitles كان حيّاً وفجأة، صرخ وبعدها كان ميتاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more