| Dışarıya çıkıp savaşmaya hazırlar çünkü bunun islam'ı övmek için tek yol olduğuna başarı ile ikna edilmiş haldeler. | TED | إنهم جاهزون للذهاب والقتال لأنه تم إخبارهم أن هذه هي الطريقة الفعّالة والوحيدة لتمجيد الإسلام. |
| Vatanımızı korumak için canlarını vermeye hazırlar komutanım. | Open Subtitles | رجالى جاهزون للقتال حتى الموت للدفاع عن وطننا , سيدى |
| Ama bu gece, bütün vatandaşlarımız, ...kanunların yanında ve kendilerini savunmaya hazırlar. | Open Subtitles | ولكن الليله, جميع مواطنينا في جانب القانون وعلى استعداد للمقاومه |
| Acaba Amerikalılar, teröristlerin varlığı yüzünden anayasayı bir kenara, çöpe atmaya hazırlar mı? | TED | هل الامريكان مستعدين لرمي الدستور بعيدا و القائه في القمامة فقط لان هنالك ارهابيين |
| Annenler senin resmini süt kartonlarının üstüne koymaya hazırlar. | Open Subtitles | والديك جاهزين لإلصاق صورتك على علب الحليب |
| Bütün ekipler yerlerindeler ve gitmeye hazırlar, Ajan Manning. Tamam. | Open Subtitles | كل الفرق في مكانها و جاهزة للتحرك أيها العميل مانينج |
| Nasılsınız? - Sam, konferans için hazırlar. Tamam. | Open Subtitles | سام، هم مستعدّون لنا على ذلك نداءِ المؤتمرِ. |
| Neredeyse hazırlar, Dumbo. Bayrağı sallamayı unutma. | Open Subtitles | إنهم مستعدون تقريباً الآن دامبو لا تنس تلوح بذلك العلم |
| Tabi seni polislere vermemi istemiyorsan? Senin için hazırlar. | Open Subtitles | ما لم تريدنى ان القى بك الى الشرطه انهم جاهزون لك هناك |
| Her iki taraftan da binayı çevreledik. Çatıda keskin nişancılar var, harekete geçmeye hazırlar. | Open Subtitles | لقد دخلنا المبانى من الجهتين لدينا قناصة على السطح جاهزون |
| - Bizim için hazırlar mı? - Tam giriş. | Open Subtitles | هل هم جاهزون لوصولنا لدينا جميع الصلاحيات |
| Mike, gösteri için hazırlar. | Open Subtitles | مايك انهم جاهزون ليقومو بتصوير حركاتك البهلوانيه حسنا |
| Hepsi de işler yolunda gitmezse, HR ailelerine saldırı yapmaya hazırlar. | Open Subtitles | جميعهم جاهزون لضربِ عوائل الموارد البشريّة إن لمْ تَسِرْ الأمور كما يُريد. |
| Yine de tanıdığım kızlar gerektiğinde ateş etmeye hazırlar. | Open Subtitles | ومع ذلك، فمن أعرفهن من الفتيات على استعداد لإطلاق النار عند الضرورة |
| İnsanlar kutlama içinde öldürüyorlar ve öldürdükleri hayvanı oburca yemeye hazırlar. | Open Subtitles | إنسان وقد قتل للاحتفال, على استعداد لالتهام ذبح الحيوان. |
| Ordugah'tan tüm birimlere Pontiac ve Raven bahçedeler ve gitmeye hazırlar. | Open Subtitles | من مركز القيادة الى جميع الوحدات بونتياك و رافين موجودين فى الفناء و مستعدين للذهاب |
| Kırpılmaya hazırlar. | Open Subtitles | وهم أيضا على وشك أن يكونوا جاهزين لجز الوبر |
| - Almayayım, sağ ol. Sebzeler servis yapılmaya hazırlar. Lütfen Bayan Verloc'a söyleyin. | Open Subtitles | الخضروات جاهزة للتقديم ارجو ان تخبرى السيدة فيرلوك |
| Dediğin gibi. Dışardaki adamlarım ne söylersem yapmaya hazırlar. | Open Subtitles | كما قلت، هناك الكثير من الرجال في الخارج مستعدّون لفعل ما آمرهم به |
| Sizi şaşırtacak şey ise, ee... ..şempanze dostlarımız da sorularınızı cevaplamaya hazırlar. | Open Subtitles | مايدهشكم هو ان أصدقائي الشمانزي مستعدون للإجابة على أسئلتكم |
| "Bilim ve teknolojilerini paylaşmaya hazırlar." | Open Subtitles | و هم على إستعداد لمشاركتنا فى علومهم و تكنولوجياتهم |
| Bugün yenice bir parti genç kız geldi, sulu sulular ve ısırılmaya hazırlar. | Open Subtitles | لقد وصلتنا شحنة من الفتيات الصغيرات جاهزات للقطف |
| Davacının avukatları açılış savunması için hazırlar mı? | Open Subtitles | هل محاميا المدعية مستعدان للمرافعة الافتتاحية؟ نعم يا سيدي القاضي |
| Belki ölmeye hazırlar, ama birinin aktarma ihtimali üstüne atlamayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | قد يكونون مُستعدون للموت لكن ذلك لا يُعنى أن أحدهم لن يستغل الفُرصة الثانية المُتاحة |
| Bu ses kalıbı aslında zihninizi bu iyileştirici delta dalgalarından daha çok üretmesi için hazırlar. | TED | نمط الصوت ذاك في الحقيقة يجهز دماغك للحصول على المزيد من موجات دلتا المجددة. |
| Denizde besleniyorlardı ve artık yavrularını beslemek için koloniye geri dönmeye hazırlar. | Open Subtitles | يتغذى هؤلاء بالخارج على كائنات البحر وهم الان يستعدون ليشقوا طريقهم عائدين نحو المستعمرة لإطعام صغارهم |
| O halde planı yeniden gözden geçirmeye ve sana son bilgileri vermeye hazırlar. | Open Subtitles | إذن هُم مُستعدّين لمُراجعة الخُطة معكِ وإعطاؤكِ بيان مُوجز أخير. |
| Çok açım. Bana mısır gevreği hazırlar mısın? | Open Subtitles | أنا أتضور جوعاً، أيمكنك أن تعدي لي بعضاً من الحبوب؟ |