Sıvayı ve alçıyı kırdığında hazine sandığı çatı kirişinde yatıyordu. | Open Subtitles | لذلك قام بالحفر و اخترق الجص و الخشب و هناك كان يوجد صندوق الكنز راقدا على عارضه خشبيه . |
Ama o hazine sandığı için çok büyük. | Open Subtitles | إنه كبير جدا لدخول صندوق الكنز |
Vay canına, hazine sandığı. | Open Subtitles | يا إلهي صندوق الكنز |
Bu, şimdiye dek yaşamış en büyük hırsızın hazine sandığı olabilir. | Open Subtitles | لابد أن هذا هو صندوق كنز أعظم لـصٍّ في الوجود |
Şunun boyutuna baksana! hazine sandığı gibi! | Open Subtitles | أنظر إلى حجم هذا الشيء، إنه مثل صندوق كنز. |
Bu bir hazine sandığı olmalı. | Open Subtitles | أوه، ذلك حتما هو الكنز |
Bu bir hazine sandığı. | Open Subtitles | إنه صندوق الكنز |
"hazine sandığı." | Open Subtitles | صندوق الكنز |
hazine sandığı. Zengin oldum! | Open Subtitles | صندوق الكنز! |
O sikiş sarayı dibi olmayan hazine sandığı gibi ama payını istiyorsan işbirliği yapmalısın. | Open Subtitles | ذلك المكان هو صندوق كنز لا قعر له لكن عليك العمل معها إذا اردت جزء منه |
Bu sikiş sarayı ağzı açık bir hazine sandığı. | Open Subtitles | ذلك المكان هو صندوق كنز لا قعر له |
- hazine sandığı yok. | Open Subtitles | إنه لا يملك صندوق كنز |
Umarım hazine sandığı buluruz. | Open Subtitles | -كلاّ -لنأمل أن نجد صندوق كنز |
hazine sandığı! | Open Subtitles | ! صندوق كنز |
Bedenin bilim için bir hazine sandığı gibi. | Open Subtitles | جسمك هو الكنز الدفين للعلوم. |