| Biliyor musun, hediyen için çok düşündüm, ve bunu kendim seçtim. | Open Subtitles | أتعلمين، فكرت كثيراً بخصوص هديتك للرحلة واخترتها بنفسي |
| Belki de hediyen çok hoşuna gitti, bana da bir tane aldı. | Open Subtitles | أو ربما أعجبته هديتك للغاية فقرر أن يهديني نفس الشيء. |
| hediyen benim. Aç bakalım gözlerini doğum günü çocuğu. | Open Subtitles | انا هي هديتك افتح عينيك يا فتى عيد الميلاد |
| Yıldönümü hediyen. Arasaydın, koltukta bulabilirdin. | Open Subtitles | لقد كانت هدية ذكرى علاقتنا , لو أتيت كنت ستجدها على مقعدك |
| Yarım saat daha geç gelseydin bir Noel hediyen olacaktı. | Open Subtitles | لو عدت متأخراً بنصف ساعة لكنت حصلت على هدية عيد ميلاد متميزة |
| hediyen için çok iyi fikirlerim var. | Open Subtitles | لدي فكرة جيدة عن الهدية التي سأحضرها لكِ |
| Asıl hediyen bu akşam geliyor ve hediyene bayılacaksın. | Open Subtitles | هديّتك الحقيقيّة آتيةٌ الليّلة و سوف تُحبّها. |
| hediyen için çok daha fazla düşüneceğim. | Open Subtitles | سوف أضع الكثير من التفكير اضافية إلى هديتك. |
| Bu senin yılbaşı hediyen olacaktı. Onu açmanı istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان هذا سيكون هديتك في عيد الميلاد أريدك أن تفتحيها |
| Ama gerçek hediyen burada. | Open Subtitles | عن دماء الضحية, أرسلت كلاهما للتحليل لكن ها هي هديتك |
| hediyen evinde seni bekliyor ama ufak bir hediye getirdim sana. | Open Subtitles | هديتك تنتظر في منزلك لكن احظرت هدية صغيرة هنا |
| Ben partinin senin hediyen olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اجل يستحقونها إعتقدت بأن الحفله كانت هديتك |
| Küçük hediyen için teşekkürler ama suçluları yakalamakla meşgul olman gerekmez miydi? | Open Subtitles | أنا أُقدرّ هديتك الصغيره ولكن, ألا يجب عليك انّ تكون مشغولاً بالقبض على المجرمين؟ |
| Senin hediyen olduğunu duyar duymaz anladı. | Open Subtitles | لقد عرفتْ الحقيقة مباشرة بعد أن سمعتْ أنه كان هدية منك |
| - Doğum günü hediyen - Doğum günüme daha iki hafta var | Open Subtitles | . هدية عيد ميلادكَ عيد ميلادي لَيسَ الأ بعد أسبوعين |
| Bir hediyen daha var Donna. | Open Subtitles | لم تنتهى الهداية بعد يا دونا لديكى هدية اخرى |
| Aklıma gelmedi. hediyen. | Open Subtitles | الأشياء الغريبة دائماً تحدث خذ هدية وصولك |
| Düşünceli hediyen için sağ ol. Çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك على الهدية الطيبة حقاً أقدر ذلك |
| Ben gerçek hediyen üstünde çalışmaya gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهل للعمل على هديّتك الحقيقية |
| Noel hediyen masanda duruyor. | Open Subtitles | هديّة عيد الميلاد موجودة على مكتبِك |
| İşte senin doğum günü hediyen, Chelle! Seni serseri! Cidden, çocuklar. | Open Subtitles | تلك هديه عيد ميلادك يا ميشيل أوه، أنت متشرد! بجديه يا شباب |
| hediyen budur. | Open Subtitles | هذا ما ستحصلين عليه |
| Şey, biliyoruz ki senin hediyen benimkini geçemez, yani neden tartışalım ki? | Open Subtitles | نعلم أنك لا تستطيع جلب أفضل من هديتي |
| hediyen için yüz hadi | Open Subtitles | إذهبي و أسبحي للهدية |
| Aslında hediyen bu değil, sana başka bir şey aldım. | Open Subtitles | هذه ليست هديتكِ الحقيقية أحضرت لكِ شيء آخر |
| Bu bana senin Sevgililer Günü hediyen mi? Hiçbir şeyin mantıklı olmadığı karışık bir gizem? | Open Subtitles | أهذه هديّتكِ لي لعيد الحبّ، لغز مُعقد حيث لا شيء منطقيّ؟ |