Hep bir cerrah olmak istemişimdir ama heyet bana izin vermedi. | Open Subtitles | أردت دائماً أن أكون جراحاً و لكن السلطات لم تسمح لي |
Ama bizim gibi adamlar Hep bir adım önde olmak ister. | Open Subtitles | لكن مع أشخاص مثلنا، تجدين نفسك تُحاولين دومًا التقدم بخطوة للأمام |
Hep bir çocuğum olsun isterdim.. Fakat olmuyor.. | Open Subtitles | أردت دائما أن يكون عندي طفل، لكني عندي حيمن سيئ. |
Formda olan kimseyle dövüşmedim. Ünvanı hak ettiğimden daha fazla korumanın Hep bir yolu vardı. | Open Subtitles | .كان هناك دائماً ملاك يحاول أن أن يجعل الامر يبدو كذلك |
Eleştiri olarak alma ama... ..ikinizin arasında Hep bir rekabet olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | أنا لا أنتقدك ولكن يبدو لى أنه كان هناك دائما نوع من التنافر بينكما |
Tavaya koymak için bifteğimi ve pirzolalarımı Hep bir çatalla alırım. | Open Subtitles | دائما ما اقوم بتقطيع الأستيك خاصتى بالشوكة واضعها فى الطاسة |
Bana Hep bir ikramda bulunurdu. Hiçbir zaman ucubeymişim gibi davranmazdı bana. | Open Subtitles | لقد كانت دائما تضع لي فنجاناً ولم تعاملني قط وكأنني غريب الأطوار |
Hep bir cerrah olmak istemişimdir ama heyet bana izin vermedi. | Open Subtitles | أردت دائماً أن أكون جراحاً و لكن السلطات لم تسمح لي |
Hep bir kahraman olmak istiyordun. | Open Subtitles | ذلك مـا أردتكَ دائماً أن تكـونـه أيمكن ذلك؟ |
Bunu Michael'a aldım. Hep bir Jaguar istemiştir. | Open Subtitles | لقد أتيتَ بهذا لمايكل لقد أراد دومًا هذه الجاجوار |
Doğum günleri Hep bir haftalık ilişkilere benzerdi. | Open Subtitles | عيد ميلادها كان دومًا.. كأسبوع مواعدة طويل |
- Hep bir uza mekiği uçurmak istemiişimidir, işte şans! | Open Subtitles | أردت دائما أن أقود مكوك الفضاء الآن أمامي الفرصة |
Hep bir kızın en iyi arkadaşının, annesi olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | إعتقدت دائما أن أفضل صديق للبنت هي أمها |
Şu son 7 yılda bir tek şey öğrendim o da; her oyunda ya da düzenbazlıkta Hep bir rakip ve Hep bir kurban vardır. | Open Subtitles | لقد تعلمت شئ واحد فى السبع سنوات الماضية فى كل لعبة او فخ هناك دائماً خصم و دائماً هناك ضحية |
Sanırım, Hep bir reddedilme korkusu vardı. | Open Subtitles | أَحْسبُ هناك دائماً ذلك الخوفِ ان الناسِ سيرفضوك |
Kiminle yürüsem ya da yemek yesem... yanımda o olmadığı için içimde Hep bir acı var. | Open Subtitles | لا يهم مع من أكل أو مع من أمشي هناك دائما هذا الألم لأنه لم يكن هو. |
Hep bir dağ ve uçan gerçek kuşlar görmek istemişimdir ve bir de süt veren gerçek bir inek. | Open Subtitles | دائما ما أريدت رؤية الجبال و طيور حقيقية تطير. وأبقار تعطي حليب حقيقياً. |
Bundan sonra onu haftada 1-2 kez görmeye başladım. Benim için Hep bir şişe sheri bulundururdu. | Open Subtitles | رأيتها بعد ذلك مرة أو مرتين أسبوعيا كانت دائما تحتفظ بزجاجة شيرى لى |
Biliyor musun Hep bir Broadway aktrisi olmanın hayalini kurdum. | Open Subtitles | اتدرين امرا لطالما حلمت ان اكون ممثلة على مسارح برودواي |
Kravat takmazdı ama içinde Hep bir dolandırıcı yatıyordu. | Open Subtitles | لا ربطات عنق ، ولكن لطالما كان بداخلة شخص مُراوغ |
Annem Hep bir katırdan daha fazla inatçı olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أمي كانت دائماً تقول أنك أكثر عِناداً من بغل بالإمساك |
Hep bir şeyleri olsun ve bir şey olsunlar isterdi. | Open Subtitles | كان دائما يريدهم أن يحصلوا على شيء وأن يصبحوا شيئا له قيمة |
Annesini hatırlamak için çok küçüktü, ama Hep bir şeylerin eksik olduğunun farkındaydı. | Open Subtitles | فقد كان صغيراً ليتذكر والدته ولكنه دوماً ما علم أن هناك شئ مفقود |
Bilmiyorum. Onu vurdum. Hep bir yerde kan kaybından öldüğünü düşündüm. | Open Subtitles | لا أدري لقد قتلته وتوقعت دائماَ أنه زحف حتى مات |
Her neyse, artık kardeşiz. Hep bir kız kardeşim olsun istemiştim. | Open Subtitles | على اية حال نحن اخوات الان انا دائما كنتُ اريد اختاً |