| O herşeyin üstesinden gelirdi. Ben hiç birşeyin üstesinden gelmedim. | Open Subtitles | فهى تتغلب على كل شىء انا لا أتغلب على شىء |
| Teslim olursan, herşeyin düzeleceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنك لو خرجت الآن سيكون كل شىء على ما يرام |
| Gerçekten güzel. herşeyin hesabı verildi, senin eski kabuğun hariç. | Open Subtitles | شيئ جيد بالفعل ، لكن تم اعتبار كل شيئ ما عدا محارتك القديمه |
| Annem burda otururdu..ve bana herşeyin bir sır olduğunu söylerdi | Open Subtitles | لكن أتذكر أمّي تجلس هنا.. وتخبرني أن لكل شيء سر. |
| Ama göndermeden önce, biz gerçekten o Gezginler'i test ettiğimizden emin olduk -- ya da o Gezgin'i-- ve herşeyin doğru çalıştığından emin olduk. | TED | و لكننا تأكدنا من اختبار هذه العربات الجوالة قبل أن نقوم بإرسالها إلى الأسفل و تأكدنا من أن كل شيء يعمل على ما يرام |
| Siz, ben, güneş, yıldızlar, gördüğümüz herşeyin ortak bir noktası var. | Open Subtitles | أنت وأنا والشمس والنجوم وكل شيء نراه لديه شيء واحد مشترك |
| İçeri girmeni ve herşeyin kontrol altında olup olmadığına bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | اُريدك أن تذهبى بالداخل . لتُرين ما إذا كان كل شىء تحت السيطرة |
| Hücreme girdiğiniz andan beri herşeyin yolunda gideceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم منذ اللحظة التى خطوتَ فى زنزاتى أن كل شىء سيكون على ما يرام |
| -Türbülansa girdiğinizi ama şimdi herşeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | ـ يا الهى, قل انه كان هناك بعض الاضطرابات ـ لكن كل شىء تحت السيطرة |
| Bütün turistler gibi... herşeyin güvenli olmasını istiyorsun aynı Amerika'daki gibi. | Open Subtitles | ... مثل كل سائح تريد كل شىء سالماً مثل أمريكا تماماً |
| Mısırlıların inanışına göre herşeyin yüzünde lanet uçar. | Open Subtitles | انها الهوام في وجه كل شيئ يؤمن بها المصريين ؟ |
| Fakat anlamalısın ki hayatımda yaptığım herşeyin ne anlam ifade ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | و يجب ان تفهمي ان كل شيئ اقترفته في حياتي قصدت ان افعله |
| Bu uğrunda savaştığımız herşeyin bir anda kaybolmasıydı. | Open Subtitles | كما لو كان كل شيئ حاربنا من اجله اختفي في دقيقه واحده |
| Bu herşeyin bir ilk seferi olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | يذهب إلى هناك ليثبت أن هناك مره أولى لكل شيء. |
| herşeyin, sorunsuz gittiğini görmek güzel olur. | Open Subtitles | فاذاً يمكن لكل شيء أن يتم كما هو مخطط له |
| herşeyin değişmez ve sabit olduğu, mükemmel, ebedi ve ezeli kurallar. | Open Subtitles | حيث كل شيء يرقد في مكانه بناءاً على قوانين كاملة وخالدة. |
| DHD'yi bir pazarlık nesnesi olarak görüyorsunuz, ama herşeyin bir fiyatı vardır ve kimse tam olarak neyin sizi satın almaya yeteceğini söylemedi. | Open Subtitles | تفكر أن دي اتش دي غير قابل للمساومة لكن كل شيء له سعر ولا أحد قال بالضبط ماهو المطلوب لشراء حصتك بالكامل الآن |
| Daha çok fahişe ve kara borsacı oldu. herşeyin bir fiyatı vardı. | Open Subtitles | وكثروا المومسات والسوق السوداء وكل شيء كان بسعره |
| Sonra ritüel odasına gittim. herşeyin fotoğrafını çekiyordu. | Open Subtitles | ثمّ ذَهبتُ إلى غرفةِ الطقوسِ، كَانَ بيُصوّرُ كُلّ شيء. |
| herşeyin senin kadar mükemmel olmasını istediğim için beni suçlayabilir misin? | Open Subtitles | حسناً، أتلومينني لأنني أريد أن يكون كل شئ رائع، مثلكِ تماماً؟ |
| Ben onun yanında oturuyor, onunla konuşup herşeyin iyi olacağını söylüyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَجْلسُ بجانبها، يَتكلّمُ معها، يُخبرُ كُلّ شيءُ سَيَكُونُ بخيرَ. |
| Sefil bir hayatı, organize bir topluluk tarafından korunan ve herşeyin önceden belirlendiği kusursuz bir varoluşa tercih ederim. | Open Subtitles | من وجودك محاطاً بمجتمع ينظم ويخطط لكل شئ. |
| Her zaman bir Romalı nasılsa öyle giyinir ve herşeyin onların sayesinde olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | أفكاره. لفترض، نحن كُنّا رومان وملكناهم كُلّ شيءَ. |
| herşeyin gerektiği gibi çalıştığından emin olduğumuzda... bunu üzerine takacağız. | Open Subtitles | حالما نتأكد ان كل يسير بالطريقة التي نريدها سوف نغطيه بهذه |
| Şirketin kitabından haberi olamasına dikkat et Evet, kontratlarımız yarattığımız herşeyin otomatik olarak Veridian'a ait olduğunu belirtir. | Open Subtitles | كوني حريصة ألا تعلم الشركة شيئاً عن كتابك عقود التوظيف تقول أن أي شيء نصنعه ينسب تلقائياً إلى الشركة |
| Rüşvet vermeyi reddederse herşeyin yoluna gireceğini söyleyin O'na. | Open Subtitles | أخبره أنك ستُمحي كلّ الجرائم إذا رفض القيام بتقديم الرشوة |
| Karanlığın pirensi, herşeyin efendisi... kötülüğün babası, çağrımızı duy. kötülüğün babası, çağrımızı duy. | Open Subtitles | امير الظلام , سيد الجميع اب الشر , اسمع نداءنا اب الشر , اسمع نداءنا |
| Onlar, halkımın inandığı herşeyin yanlış olduğunun kanıtları. | Open Subtitles | إنهم دليل على أن كل ما يعتقد به قومى باطل |