Kadın onun hakkında hiçbir şey bilmezken, haydut onun hakkında her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | إنها لا تعرف أي شيء عنه ولكنه كان يعرف كل شيء عنها |
her şeyi biliyordu. Bizim için çok tehlikeli olabilirdi. | Open Subtitles | كان يعرف كل شيء بربك, لقد كان يشكل خطراً علينا |
Doktor'la ilk tanıştığımızda, ...çok çok uzun zaman önce benim hakkımda her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | عندما قابلت الدكتور لأول مرة قبل زمن طويل جدا كان يعرف كل شيء عني |
Benim hakkımda, bizim hakkımızda her şeyi biliyordu. Bay X, Christopher'du. | Open Subtitles | كان يعلم كل شيء عني ، عنّا كريستوفر هو السيد أكس |
Bu akşam babamın bir arkadaşı ile tanıştım. her şeyi biliyordu ve bana yardım edecekti. | Open Subtitles | التقيت بصديق له الليلة وكان يعلم كل شيء وكان سيساعدني |
Lilith ile ilgili her şeyi biliyordu ama benim ruhumun elinde olduğunu söylemeyi unuttu! | Open Subtitles | يبدو أنها تعرف كل شئ عن (ليليث) .لكنهاتنسىأنتذكر . صحيح . |
O orospu her şeyi biliyordu. Başından beri işin içindeydi. | Open Subtitles | العاهرة كانت تعلم كل شيء كانت تعمل على هذا منذ البداية |
her şeyi biliyordu. Önemli kişileri, rutinleri dağıtım bağlantılarını... | Open Subtitles | ..لقد عرف كل شيء ،الأشخاص الأساسيين، الطرق التجارية |
her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | إنّها تعرف كلّ شيءٍ. |
Germán, beni lobide yakaladı, zaten her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لقد قابلني في البهو، وكان يعرف كل شيء مُسبقاً. |
Ama bu adam, astronomiyle ilgili her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لكن هذا الرجل, كان يعرف كل شيء عن علم الفلــــك. |
O benim hakkımda her şeyi biliyordu, buda demek oluyor ki seni de biliyor. | Open Subtitles | انه يعرف كل شيء عني وهو ما يعني أنه يعرف عنك |
Senin hakkında her şeyi biliyordu değil mi? | Open Subtitles | كان الرجل يعرف كل شيء عنك، صحيح؟ |
her şeyi biliyordu. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | كان يعرف كل شيء ولم يكن أمامي خيار آخر |
Başından beri her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لا ، لقد كان يعلم كل شيء كل هذا الوقت. |
Annemle konuştum ve haberi vardı ve BM bilgi hizmetleri müdürü her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع أمي وكانت تعلم . . والمدير من خدمات معلومات الأمم المتحدة . . يعلم كل شيء عنه . . |
Forge, babam hakkındaki her şeyi biliyordu. Yargıcı. | Open Subtitles | فوريج كانت تعلم كل شيء عن والدي القاضي |
- her şeyi biliyordu. Burada bir yıldır olmasına rağmen. | Open Subtitles | -لقد عرف كل شيء عن هذا الأمر , بالرغم من وجوده هنا منذ سنة |
her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | إنّها تعرف كلّ شيءٍ. |
Ama her kim ise her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لكن أيًا كانت هويته فقد كان على علم بكل شيء |