"her kelimenin" - Translation from Turkish to Arabic

    • كل كلمة
        
    • كل كلمه
        
    • كلّ كلمة
        
    Ama şimdi gelme sebebim, ağzından çıkan her kelimenin yalan olması. Open Subtitles والآن وجدت إن كل كلمة خرجت من فمك كانت كذبةُ لعينة
    her kelimenin ilk harfi onu arayacağınız numarayı veriyor. Open Subtitles الحرف الأول من كل كلمة هو رقم الهاتف للإتصال بها
    Yazdıkları her kelimenin arkasında harika olduğum iması var. Open Subtitles خلاصة كل كلمة هي أنهم يعتقدون بأنني مذهل.
    Sarf ettiğin her kelimenin seni zavallı gösterdiğini görmüyor musun? Open Subtitles يا صاح، أتعرف أن كل كلمة تخرج من فمك مثيرة للشفقة؟
    Pekala. Söylediğin her kelimenin karşılığını alacaksın. Open Subtitles حسناً، الآن ستنالين حساب كلّ كلمة نطقتي بها
    - Harikaydı, Barni. - her kelimenin arkasındayım, Fred. Open Subtitles هذا كان جميلا يا بارن - كنت اعني كل كلمة منها يا فريد -
    Ağzından çıkan her kelimenin üzerine ikinci bir tahmin mi yürütüyordunuz? Open Subtitles تحاول أن تحزر معنى كل كلمة تخرج من فمه؟
    her kelimenin ne sıklıkta oluştuğunu toplayabilirim. Open Subtitles ويمكنني أن اضيف عدد تكرار كل كلمة.
    Sadece her kelimenin ilk harfini alarak yeni bir kelime oluşturacaksın. Open Subtitles أول حرف من كل كلمة لتخرج كلمة جديدة.
    Söylediğim her kelimenin arkasındayım. Open Subtitles لقد قصدت كل كلمة قلتها
    Kitabındaki her kelimenin yıllar önce yayınlandığını biliyorum! Open Subtitles صادف أن أعرف أن كل كلمة في كتابك نشرتقبلسنواتمضت !
    Leoben olarak tanıdıkların ağzından çıkan her kelimenin bir anlamı olduğuna ve Tanrı'nın onun vasıtasıyla bizimle konuştuğuna inanır. Open Subtitles (النمُوذج الذى تعرفه بإسم (ليبون يُؤمن بأن كل كلمة تخرج منها تعنى شيئاً ما أن الإله يتحدث حرفياً إلينا بواسطتها
    her kelimenin ilk harflerine bakarsak. Open Subtitles وأول حرف من كل كلمة من هؤلاء (تعني (ت - ح
    her kelimenin orada olmasının bir nedeni var biliyor musun? Open Subtitles كل كلمة موجودة لسبب . أتعلمين
    Söylediğim her kelimenin arkasındayım. Open Subtitles لقد قصدت كل كلمة قلتها
    Bütün kitapları aldık, tarihsel sıraya koyduk. Her bir kitabın kelimelerini yazar ve alana yansıtırız, sonra da her kelimenin iç gözleme ne kadar yakın olduğunu arar ve onu ortalarız. TED كل ما فعلناه هو أننا أخذنا كل الكتب-- وقمنا بترتيبها حسب التسلسل الزمني-- نأخذ كلمات كل كتاب ونقوم بإسقاطهم داخل فضاء الكلمات، ثم نسأل عن مدى قرب كل كلمة من مفهوم التأمل الذاتي، ونقوم بإيجاد المتوسط.
    Böyle her kelimenin üstüne basa basa inkâr etmeniz küçümseyerek kandırmaya çalıştığınızın bir göstergesi, doktor. Open Subtitles هذا النوع من الإنكار التأكيدي، مع الضغط على مخارج كلّ كلمة. دلالة على الخداع المُتنازل، أيّها الطبيب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more