| Neyse, ofiste buna baktım, Her zaman olduğu gibi rafta duruyordu, ve neden hiç açmadığımı düşündüm. | TED | والآن ، وكنت أبحث في هذا ، كان في مكتبي ، كما هو الحال دائما على الرف ، وكنت أفكر ، لماذا لم أقم بفتحه؟ |
| Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | ستعمل بطريقتها الخاصة هكذا هو الحال دائما |
| Hayır, baba. Her zaman olduğu gibi sıkıldım. | Open Subtitles | لا ابي , انا فقط اشعر بالملل كما كنت دائماً |
| Ateşkes Anlaşması'nın sonra tahliye oldu, yine dünyanın zirvesindeydi hala bunu yaşıyordu, tıpkı Her zaman olduğu gibi yandaşlarıyla arkasını kolluyordu zaferlerinin kokusunu alıyordu. | Open Subtitles | أطلق سراحه بعد إتفاق يوم الجمعة العظيمة لا يزال يعيش كما كان دائما مع أصحابه الذين يحمون ظهره |
| Her zaman olduğu gibi ve hepimizin istediği gibi. Ortadoğu'da barış. | Open Subtitles | هو كما كان دائماً وما نرجوه جميعاً هوالسلام في الشرق الأوسط |
| Sadece sen ve ben varız adamım. Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | إنّه فقط أنا وأنت، مثلما كان دائمًا |
| Her zaman olduğu gibi Asgardlılar, karanlığın kuşatmasına karşı zafer kazanacak. | Open Subtitles | كما هو الحال دائماً الأزجارديين سينتصرون ضدّ حصار الظلام |
| Şu andan itibaren bölgeden siz sorumlu olacaksınız. Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | من الآنَ فَصَاعِدَاً أنت سَتصْبَحُ المسؤول كما كَانَ هو دائماً |
| Her zaman olduğu gibi, tek bildiği yolda ilerledi. | Open Subtitles | وكالعادة تصرّف بالطريقة الوحيدة التي كان يعرفها |
| Öncelikli teslimat ve tam vaktinde, Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | -أولوية اولى في الوقت المحدد , كما هو الحال دائما |
| Her zaman olduğu gibi, hayalet, bu gece gelir. | Open Subtitles | كما هو الحال دائما ، سيأتي الشبح الليلة. |
| Her zaman olduğu gibi, tepeyi kaybettik sonra da geri aldık. | Open Subtitles | وكما هو الحال دائما ، فقدنا التلة واستعدناها مرة ثانية. |
| Her zaman olduğu gibi tezgah önünde olman güzel | Open Subtitles | جيد أن يكون لك في أمام مقاعد البدلاء كما هو الحال دائما. |
| Ben Francesca Hunter ve bu gece, Her zaman olduğu gibi iz üstündeydik. | Open Subtitles | أنا فرانشيسكا هانتر والليلة نحن كما هو الحال دائما على المطاردة |
| Her zaman olduğu gibi kötü bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | كانت حسنة كما كنت دائماً عندما كنا أطفال |
| Ben sizin için yaşıyorum. Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | أنا أعيش لأجلكما، كما كنت دائماً |
| Her zaman olduğu gibi fazla otoritersin. | Open Subtitles | اصبحت قاسي جداً كما كنت دائماً |
| Çünkü felaketle sonuçlanacak, Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | لأنه سوف ينتهي بشكل كارثي. كان دائما يفعل معك. |
| Bizim tarafımızda, Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | أنه علي جانبنا يا رفاق أنه كان دائماً علي جانبنا |
| Her zaman olduğu ve olacağı gibi. | Open Subtitles | كما كان دائمًا... وسيكون دائمًا. |
| Her zaman olduğu gibi, Bay Dudley, bayan giyim bölümü emrinizde. | Open Subtitles | كما هو الحال دائماً , سيد دادلي قسم الملابس النسائية تحت تصرفك |
| Her zaman olduğu gibi... | Open Subtitles | كما هو دائماً الحال مع هذه الأمور، |
| Yani, Her zaman olduğu gibi ufuğun ötesinde gördüğümüz şey, sözler ve risklerin tümüdür. | TED | وكالعادة ، ما ترونه خلف الأفق مليء بالوعود والخطر . |
| Karakterler çizgi romanlarda hep abartılırlar Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | عندما اصبحت الشخصيات فى مجلة دورية تم تعديلها وهو ما يحدث دائما |
| Siz bir şeysiniz. Her zaman olduğu gibi ve olmalı da. Fakat benim kanepemde olmamalı. | Open Subtitles | بينكما علاقة ، هذا الشيء يحصل طوال الوقت و يجب أن يحصل ، لكن ليس على أريكتي |
| Ülkemiz, Her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تظل دولتنا كما كانت دائماً قلعة المبادرة الفردية أرض الفرص غير المحدودة للجميع |
| Bir çocuğum var, çocuğumuz ve şu anda üst katta, Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | لدىّ طفل واحد ، طفلنا وهو بالأعلى هُناك ، حيثُ يتواجد دوماً |