| Eğer birlikte olursak herkes için daha iyi olur bence. | Open Subtitles | ان كنا سننضم لبعضنا سيكون هذا أفضل للجميع كما أعتقد |
| Ve kendimi tutmayı ne kadar erken öğrenirsem... sonuç herkes için daha iyi olacaktı. | Open Subtitles | وكلما تعلمت أن أتحمل كلما كان أفضل للجميع |
| Ve kendimi tutmayı ne kadar erken öğrenirsem... sonuç herkes için daha iyi olacaktı. | Open Subtitles | وكلما تعلمت أن أتحمل كلما كان أفضل للجميع |
| Babanla başka istasyonda buluşmanız, herkes için daha iyi olacak. | Open Subtitles | لذلك سيكون الأفضل للجميع إن قابلت والدك في إطفائية أخرى |
| Gitmek istemediğini biliyorum ama bence böylesi herkes için daha iyi. | Open Subtitles | أعلم بعدم رغبتكِ بالرحيل , لكن أرى بأنّ هذا لمصلحة الجميع |
| Ushahidi için belirlenen amaç hayatı sadece katılımcılar için değil, Ushahidi'nin bir şeyler ifade ettiği toplumdaki herkes için daha iyi bir hale getirmek. | TED | إن الأهداف التي وضعها أوشهايدي ليست فقط أن نجعل الحياة أفضل للمشاركين، ولكن أن نجعل الحياة أفضل لكل شخص في المجتمع الذي يعمل فيه أوشهايدي. |
| Kendin ve önemsediğin herkes için daha iyi bir hayat. | Open Subtitles | وهي حياة افضل لك ولكل شخص تهتم به |
| Bu herkes için daha iyi olacak. | Open Subtitles | أن هذا سوف يكون جيد للجميع |
| Sanırım bir ara versem herkes için daha iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون أفضل للجميع لو أخذت أستراحة. |
| Bazı karışıklıklar var, bu herkes için daha iyi. | Open Subtitles | إستمعي إليّ. هناك بعض التعقيد. هذا أفضل للجميع. |
| Hayatta bir amaç bulmama yardım etti: Bu şehri herkes için daha iyi bir haline getirmek. | Open Subtitles | , ساعدني لإيجاد غاية لحياتي لجعل هذه المدينة مكان أفضل للجميع |
| Bir anda, dünyanın tek bir kral tarafından yönetilmesinin herkes için daha iyi olacağına dair bir düşünce oluşuvermişti. | Open Subtitles | وقد ظهر فجأة الإدراك بأن العالم ...يمكن أن يحكمه ملكٌ واحد وأن يصبح مكانا أفضل للجميع |
| Yok. Tek başıma çalışmam herkes için daha iyi oluyor. | Open Subtitles | كلا , أفضل للجميع أن أعمل بمفردي |
| Tren işini yapsaydı herkes için daha iyi olurdu. | Open Subtitles | كان أفضل للجميع لو أن القطار قام بعمله |
| Burada kalman herkes için daha iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه أفضل للجميع لو بقيتِ هنا |
| Çünkü bu, herkes için daha iyi. | TED | لأن ذلك أفضل للجميع. |
| (Alkışlar) Yetki oyununu kazanmak için değil, herkes için daha iyi sonuçlar elde etmek için. | TED | (تصفيق) ليس لنربح لعبة القوة، بل لكي نحقق نتائج أفضل للجميع. |
| Çok iyi değildi, ama sonunda herkes için daha iyi oldu böyle. | Open Subtitles | لم يكُن الأمر رائعًا، لكنه كانت الأفضل للجميع في النهاية. |
| Lanet olsun 24 saat yerine 72 saat olsaydı herkes için daha iyi olurdu. | Open Subtitles | من الأفضل للجميع لو كانت 72 ساعة بدلا من 24. |
| Başkanla ve birlik odası müdürüyle konuşup, onlara bu olayı unutmanın herkes için daha iyi olacağını söyledi böylece sorun yokoldu. | Open Subtitles | تكلّم مع رئيس المجلس والفئة الممثلة في البنتليك وإقترح بأنّه لمصلحة الجميع إذا أبعدوا هذا الموضوع بعيداً، لذا نعم |
| Böylesi daha iyi herkes için daha iyi. | Open Subtitles | هذا الطريق أفضل لكل شخص |
| Kendin ve önemsediğin herkes için daha iyi bir hayat. | Open Subtitles | وهي حياة افضل لك ولكل شخص تهتم به |
| İnan bana böylesi herkes için daha iyi. | Open Subtitles | , صدقيني . هذا جيد للجميع |