- İnsanların zihnini okuyup cevapları bulman hiç adil değil. | Open Subtitles | لماذا تقولين هذا؟ , قراءة أفكار الناس هذا ليس عدلاً |
Doktor Bey, bu hiç adil değil. | Open Subtitles | هل تعرف أيها الطبيب حقاً ، إنه ليس عدلاً |
Düzeltebilmek için her şeyi yaptı, hayatını tehlikeye attı bu hiç adil değil! | Open Subtitles | ضحت بكل شئ لتنقذ الموقف , لقد خاطرت بحياتها ان هذا ليس عدلا |
Biliyor musun? Bu hiç adil değil. Andy'nin o paraya ihtiyacı var. | Open Subtitles | أتعلمين أمراً إن هذا غير عادل , فآندي يحتاج هذا المال كثيراً |
Bu hiç adil değil Earl. Köpekler genelde it gibi koşar. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً ايرل، فالكلب معتاد على التسابق على قوائمه الأربع |
Bu hiç adil değil. Ben, o tarzda habercilik yapmam. | Open Subtitles | لا,ذلك ليس عدلاً,لأن هذا ليس نوع الصحافة التي أمارسها |
Eh, bu hiç adil değil. Sen küre izin verilmez | Open Subtitles | جسناً ، هذا ليس عدلاً ليس مسموحاً أن تنتقل إلى هنا |
Avvv! Bu adil değil. hiç adil değil. | Open Subtitles | ذلك ليس عدلاً ليس عدلاً على الإطلاق، هذه سخافة |
Ama Meteor taşlarından etkilenenleri, suçlaman hiç adil değil. | Open Subtitles | ولكن ليس عدلاً أن تغضبي من كل من تأثروا بالنيازك |
Bu hiç adil değil! James'i önemsiyorum. Çok fazla. | Open Subtitles | هذا ليس عدلاً , لقد أحببته مرة واهتممت به كثيراً |
Ama bu hiç adil değil. Neden kiliseye gitmek zorundayız? | Open Subtitles | لكنه ليس عدلا ، أعني لما يتوجب علينا الذهاب للكنيسة ؟ |
Bu hiç adil değil. Asıl ben hep yiyecek şeklinde bir araba sürmek istiyordum. | Open Subtitles | كلا هذا ليس عدلا لطالما تمنيت أن أقود سياره على شكل مشهيات |
Patronun böyle sevimli bir şeyi sadece kendine saklaması hiç adil değil. | Open Subtitles | هذا غير عادل أن يحظى الزعيم بكلّ المرح رفقة هذه الفتاة الظريفة |
Onların tek suçu, bir avukat tutamayacak kadar fakir olmaları. Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | جريمتهم الوحيدة هي كونهم فقراء جدا لتوكيل محام ، هذا غير عادل |
senin devam etmeni istemiyorum ve bu hiç adil değil. | Open Subtitles | أنا لا أريدك أن تمضي قدماً , وهذا ليس عادلاً |
Her seferinde benim kazanmam hiç adil değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس من العدل أن أربح طوال الوقت، أليس كذلك؟ |
Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | هذا ليس عادل الدرسالذييجبأننتعلمهمنهذا .. |
Bu hiç de adil değil. hiç adil değil. - Benim için de değil. | Open Subtitles | أنت لم تعودي تؤمني بهذه القضية هذا ليس عدل |
- Neden yapamazmışım? - Çünkü bu hiç adil değil. | Open Subtitles | لماذا لا , لماذا لا استطيع لأن هذا ليس عادلا |
Bu hiç adil değil, pizzanın yarısını sen alıyorsun. | Open Subtitles | ليس عدلًا منك أنت كشخص واحد فقط أن تحصلي على نصف الفطيرة |
Bu hiç adil değil. Asla 18 olamayacağım. | Open Subtitles | هذا غير منصف بتاتاً لن أبلغ أبداً 18 سنة |
Bu hiç adil değil biliyorsun ben bütün gün okuldayken sen burada oturup istediğini yapabiliyorsun. | Open Subtitles | هذا ظلم, تعلم, عليّ الذهاب للمدرسة، وأنت تضطر للجلوس هنا. وتفعل ما يحلو لك طوال اليوم. |
Burada sadece iki haftam kaldı ama buraya yerime gelecek kişi için bu hiç adil değil. | Open Subtitles | تبقى لى أسبوعان فحسب ولكن هذا ليس منصفاً لمن سيأتى بعدى |
Bana bunun için bir fırsat dahi vermediniz. hiç adil değil. | Open Subtitles | لم تعطوني حتى فرصة لذلك، هذا ليس عادلًا |
Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | انة لَيسَ عادلَ. |
Fakat benim Rohan'ım bunun bedelini ödüyor bu hiç adil değil. | Open Subtitles | ولكن بلدي روهان دفع ثمن لأنها ليست عادلة سواء. |