Çocuk anahtar ve kasa hakkında hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يعرف أي شيء عن صندوق حفظ الأمانات أو المفتاح |
O hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يعرف أي شيء |
hiç bir şey bilmiyor. Hafızasını tamamen yitirmiş. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيئاً فقد ذاكرته بالكامل |
- hiç bir şey bilmiyor. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيئاً - حقاً؟ |
Bırak onu hiç bir şey bilmiyor o. | Open Subtitles | إتركه، هو لا يعرف أيّ شئ |
Ama, majesteleri, o bir kraliyet yemeğini planlamak hakkında hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | ولكن سيدي أنها لا تعلم أي شيء عن تحضير المأدبة |
Cooper, gelinlik hakkında hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | (كوبر) لا يعرف أي شيء عن الفستان. |
Hükümet bunların ilaç şirketleri, diğer lobiler ve tıp lobileri tarafından saklandığı konusunda hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | الحكومة لا تعلم أي شيء ما لم يقال من قِبل شركات اﻷدوية و من قِبل جماعات ضغط "لوبي" أُخرى و "لوبيات" طبّيّة. |
O hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | هي لا تعلم أي شيء |