"hiç de değil" - Translation from Turkish to Arabic

• على الإطلاق
• لا على الاطلاق
• اطلاقا
• هذا ليس صحيحا
• اطلاقاً
• إطلاقًا

Hiç de değil. Eğer kapıya kadar götürmeniz sorun olmazsa.
لا على الإطلاق اذا لم يكن لديك مانع افتح الباب

Hiç de değil. Yani bunu tekrar yapmazsan iyi olur.
على الإطلاق لذا من الأفضل ألاّ تفعل ذلك مرّة أخرى

- Umarım erken gelmemişimdir. - Hiç de değil.
أَتمنى أن لا اكون جئت مبكرا لا على الإطلاق.

Hiç de değil. İlk olarak sigara almakla başlayabilirmiyiz ?
لا على الاطلاق يمكننا أن نبدأ من خلال شراء بعض السجائر؟

- Çılgınca mı? Hiç de değil. Biraz cesurca belki.
اطلاقا ، ربما جريئة بعض الشئ ، اٍننى لم أكن لأرشحها لأى سيدة ، لكن أنت

Hiç de değil.
حسنا، هذا ليس صحيحا.

Hayır! Hiç de değil, onların tadına bakmak için sabırlanıyorum.
لا ، ليس على الإطلاق أنا حقا أتشوق لابتلاعهم

Hayır, hayır, Hiç de değil.
لا، لا، لا، لا على الإطلاق، لا على الإطلاق.

Hiç de değil Rahatınıza bakın.
لا على الإطلاق. رجاءً. إجعلْ نفسك مرتاحَ.

Hiç de değil. Eğer kapıya kadar götürmeniz sorun olmazsa.
على الإطلاق إذا كنت لا تمانع أن تفتح الباب

Hayır, Hiç de değil. Sadece onu almak için tüm var umuyoruz.
لا ، لا على الإطلاق أنا فقط أتمنى أن تكون كاملة

Hiç de değil. Söylediklerin çok anlam ifade ediyor.
لا على الإطلاق ماقلته أنت يصنع الكثير من المعاني

Hiç de değil fakat bugün yaşadığım şeylerden sonra eğer yardım etmemi istiyorsan, ben de bir şey istiyorum.
على الإطلاق ولكن بعد ما مررت به اليوم إذا كنتِ تريدين مساعدتي، فأنا أريد شيئاً بالمقابل

- Hayır, Hiç de değil. - Kibarlık olsun diye söylüyor.
ـ لا, لا, على الإطلاق ـ هيا إنها تحاول أن تكون لطيفة

Hiç de değil. Herkes çocuk yapacak diye bir kaide yok.
لا على الإطلاق لا يجب على الجميع إنجاب الأطفال

Hiç de değil, bunun için burada değil miyim zaten?
لا ، على الإطلاق ، أليس لهذا أنا هنا ؟

Hiç de değil. Ben de psikiyatrlar hakkında böyle düşünüyorum.
.لا توجد أيّ مشكلة على الإطلاق .أشعر بنفس شي حيال الأطباء النفسين

Hayır, Hiç de değil. Buradan izlemeyi daha çok yeğlerim.
كلا، على الإطلاق أفضّل أن أكون هنا وأراقِب

Hiç de değil.Biraz eğlenmeyi hak ettin.
لا على الاطلاق أنت تستحق بعض المرح

Hayır, Hiç de değil. Senatör McCallister'la çıktı.
لا , لا , لا , على الاطلاق لديها موعد

Hayır, Hiç de değil. Rapor yazıyordum. İçeri gel.
لا.اطلاقا,أقوم بإنهاء بعض المعاملات الورقية,ادخلي

Hiç de değil.
هذا ليس صحيحا

Hiç de değil, Binbaşı.
اطلاقاً , ميجور

Böldüğüme üzgünüm. Hiç de değil, tatlım.
آسفة على مقاطعتكما - إطلاقًا يا عزيزتي -