"hiç gerek" - Translation from Turkish to Arabic

    • من الضروري
        
    • لاحاجة
        
    • لن يكون هذا ضرورياً
        
    • لا حاجةَ
        
    Bunun için endişelenmene hiç gerek yok. Sen her zaman büyük bir film yıldızı olacaksın. Open Subtitles ليس من الضروري أن تكون قلقاً بشأن هذا ستكون دائماً نجم سينمائي عظيم
    Bunu yapmanıza hiç gerek yok. Size yemin ederim ki parayı bulabilirim. Open Subtitles ليس من الضروري عمل كل هذا يمكنني إحضار المال، أقسم
    Sırf kendini olduğundan daha iyi bir erkek gibi hissetmek için uzaklara yolculuğa çıkıp kendisine eziyet etmesine hiç gerek yoktu. Open Subtitles ليس من الضروري أن يعذب نفسه أكثر بالسفر بعيداً حتي يجعل من نفسه شخصاً أفضل عما هو عليه
    Buna hiç gerek yok Perkins, az önce bir çift pusula gönderip birinde tuvalet çantası, diğerinde de avukatıma haber verilmesini istedim. Open Subtitles لاحاجة لذلك, بيركنز كتبت فقط رسالتين، إحداها تطلب كيس اسفنج، والثانية أطلب فيها محامي.
    Bizi oraya götürmeseydiniz buna hiç gerek olmayacaktı. Open Subtitles لن يكون هذا ضرورياً إذا لم تأخذونا إلى المخيمات أصلاً
    Tabii eğer birbirimize bağlı kalıp takım olarak çalışırsak şiddete hiç gerek kalmaz. Open Subtitles و طبعاً، لا حاجةَ للعنف. طالما نبقى معاً و نعمل كفريق.
    Görevlileri çağırmana hiç gerek yoktu. Open Subtitles لم يكن من الضروري أن تستدعي عمال مكافحة الحشرات
    Bu yüzden de, çok uzun zaman önce yaşanmış bir şey için kendimi paralamama hiç gerek yok. Open Subtitles وبسبب ذلك، ليس من الضروري أن ألوم نفسي على شيء حدث منذ مدة طويلة
    hiç gerek yok, Spike Ben hallederim. Open Subtitles أنت ليس من الضروري أن، يُشوّكُ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أُعالجَه.
    hiç gerek yok. Sen söyledin bile! Open Subtitles ليس من الضروري ذلك, فأنت فقط فعلتي ذلك
    Bunlar iyi insanlar, bunlara hiç gerek yok. Open Subtitles هؤلاء أناس لطفاء ليس من الضروري
    Korkmana hiç gerek yok. Open Subtitles ليس من الضروري أن تَكُون خائفاً
    Böyle yapmana hiç gerek yok. Open Subtitles ليس من الضروري أن تفعلي هذا الآن.
    hiç gerek yok. Open Subtitles من الضروري بالكاد
    Kızmana hiç gerek yok Open Subtitles ليس من الضروري أن تغضب
    hiç gerek yok ama... Open Subtitles ليس من الضروري أن
    - ...şimdilik kendimi yeterli hissediyorum - Gerçekten şeye hiç gerek yok... Open Subtitles ولكنني سأشعر بقدرة تامة , اي انه لاحاجة لذلك
    hiç gerek yok, Dr. Fowler. Yaşadığınız acı olaylardan sonra normal yaşama döndüğünüze seviniyor olmalısınız. Open Subtitles لاحاجة د."فاولر" لابد أنك سعيد للعودة لحياتك الطبيعية بعد محنتك
    hiç gerek yok Bay Dowd. Peki. Hoşçakal canım. Open Subtitles "لن يكون هذا ضرورياً سيد "داويـد حسناً , مع السلامة يا عزيزتى
    hiç gerek yok. Open Subtitles لن يكون هذا ضرورياً
    Bunu yapmanıza hiç gerek yok. Hissedebiliyorum. Open Subtitles لا حاجةَ بكَ لفعل هذا، أنا أشعر به
    Gerçekten buna hiç gerek yok. Open Subtitles هناك حقاً لا حاجةَ لتلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more