Ama onunla birlikte yaşamak da hiç kolay değildi. | Open Subtitles | بالاضافة الى أن العيش معها لم يكن سهلاً |
Tahmin ettiğiniz gibi, küçük Jamaal, Lee Harveyand ve Shonté Junior için... anasız büyümek hiç kolay değildi. | Open Subtitles | كما يمكنك التصور، لم يكن سهلاً (علي جمال) الصغير , (ولي هارفي) و(شونتي) "الإبن" , الترعرع دون أم |
Böylesine bir sırrı saklamak, Koç Miller gibi bir insan için hiç kolay değildi. | Open Subtitles | كتمان سرّ كهذا لم يكن سهلاً على رجل مثل المُدرب (ميللر). |
Ve bu kolay değildi. O zamanlarda bu hiç kolay değildi. | TED | ولم يكن الأمر سهلا. لم يكن سهلا تلك الأيام |
hiç kolay değildi, fakat, uzun yıllar, en az haftada bir kez toplantılara gittikten sonra, | Open Subtitles | , لم يكن سهلا ولكن بعد عدة سنوات من الذهاب للاجتماع مرة واحده اسبوعيا على الاقل |
Bunca zaman senden ayrı olmak hiç kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر سهلاً بدونك طوال تلك المده... |
Bir arada tutmak hiç kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن سهلاً بأن أتمالك نفسي |
Babam ve diğerlerinin ölümünü izlemek hiç kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن سهلا أن أشاهد أبي والأخرين يموتون |
Oradayken durum hiç kolay değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن سهلا بالاسفل هناك |
- Senden istediğimiz hiç kolay değildi. - Teşekkürler. | Open Subtitles | ما طلبنا منك لم يكن سهلا شكرا |
Aslında bu hiç kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر سهلاً |