| Yaptığının amigolarla hiçbir alakası yok, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أن هذا ليس له علاقة بهاتين المشجّعتين. |
| Objektif olursam, gayet akıllı olduğumu söyleyebilirim, ancak bunun kıçımla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | يمكنني القول بأنني ذكية جداً على الرغم من ان ذلك ليس له علاقة بمؤخرتي |
| Bunun politikayla, silahlarla ya da savaşla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | و هذا لا علاقة له لا بالسياسة و لا الجيوش و لا القتال |
| Ama babanla benim aramda ne olursa olsun seninle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لكن مهما سيحدث بيني و بين والدكِ لاعلاقة له بكِ |
| - Bununla hiçbir alakası yok. - Giderek kötüleşiyor. | Open Subtitles | ليس للأمر علاقة بذلك ان الامور تزداد سوءاً |
| Senin kadın olmanın hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | ولا صلة لكونك امرأة بالأمر |
| Ve bunun geçen haftaki seansımızla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | وهذا ليس له علاقة على الإطلاق بما حصل في جلسة الأسبوع الماضي |
| Ve iddiaya girerim ki, bu cinayetle gizli ajanların... ya da hükümet komplolarının hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | وأراهن أنّه ليس له علاقة بعملاء سريين أو مؤامرات حكوميّة ضخمة |
| Bu seçeneği göz önünde bulundurabiliriz ama bunun tazminatla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | ربما نعتبر هذا حلًّا ولكن هذا ليس له علاقة بالتعويض المالي |
| Ama olanın benim gibi bir adamla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | على الرغم أن ذلك ليس له علاقة برجل مثلي. |
| Ama bunların acilde olanlarla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لكن هذا ليس له علاقة بما حدث في الطوارئ. |
| Buna cevap vermeyeceğim çünkü bunun işbirliğiyle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لن أجيب على ذلك لن أجيب على ذلك لأن هذا ليس له علاقة بأمر التواطؤ |
| Bakışlarının bununla hiçbir alakası yok mu diyorsun? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة من أن مظهرك لا علاقة له بذلك ؟ |
| Bunun Jim'le hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | الامر لا علاقة له بطريقة ادارة جيم للحفارة |
| Alicia ve Jim arasında her ne olduysa bunun cinayetle hiçbir alakası yok. O iyi birisi, tamam mı? | Open Subtitles | آياً يكن ما حدث بين "أليشا" و "جيم" لا علاقة له بمقتلها ، إنه رجل جيد ، موافقة ؟ |
| Dinle beni, bu onunla alakalı adamım. Hepsi onunla alakalı. Seninle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | اسمعني، ذلك أمرٌ يخصّه كل ذلك يخصّه، لاعلاقة لك بالأمر |
| Hayatım, sorun o değil. Onunla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | حبيبي ، ليس الأمر كذلك ليس للأمر علاقة بذلك |
| Senin kadın olmanın hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | ولا صلة لكونك امرأة بالأمر |
| Bunun manevi dünyamızla hiçbir alakası yok. Bu çok yüzeysel olurdu. | Open Subtitles | ولا علاقة لها بحياتنا الدينيّة، لكان ذلك سطحيّاً |
| Bu berbat mutfakta her ne olduysa bizim araştırmalarımızla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | أيا كان الذي حدث في هذا المطبخ المروع. فإنه ليس له أي صلة بتحقيقاتنا |
| Benimle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | ليس لهذا علاقة بي |
| Bunun Benton ailesiyle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | هذا لا شأن له بعائلة بنتون |
| Dindar kartı oynama, bunun dinle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لا تلعبي بورقة الدين لا علاقة لهذا بالدين |
| Burada sürülen hayatların bizimle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | هناك الكثير من الحياة تحصل هنا ليس لنا أية علاقة بها |